Fotoğraf Kimin?

/

Düğme Fotoğrafçılığı ve Sihirli Parmak…

Konu fotoğraf olunca gelecek kuşaklara kalacak belge niteliğini de kendi içinde barındırıyor olması kaçınılmaz. Günümüz teknolojisinde bir konu var ki kendi içinde karşıt bakış açılarını barındırabiliyor. Teknolojinin sunmuş olduğu fırsatları insanoğlunun hiç görmediği kadrajlarla sunma fırsatı yakalayan dronlardan bahsetmek isterim. 

Farklı bakış açıları ile değişik görseller üretmemizi sağlayan drone fotoğrafları aslına bakarsanız hem bir fırsat hem de tam bir kandırmaca.

Nasıl mı? Drone kullanan birçok fotoğrafçı ve video içeriği üreten arkadaşım var. Ticari olarak veya keyif için drone uçuran kişiler. Bu arkadaşlarımız konularında zaten iyiler; görsele bakış açıları, video tarzları ve hakimiyetleri tartışılmaz. Benim sizler için bu yazıda bahsedeceğim kişiler aslına bakarsanız drone sahibi olmayıp düğme fotoğrafçılığı yapan fotoğraf severler. Her zamanki gibi işin kolayına kaçıp içerik üretmek isteyen değerli ödül avcıları…

Fotoğraf: Murat Özçelik

Bir drone sahibi olmak maddiyata dayalı bir durum. Sonrasında yeteneğiniz varsa bu işi yapmanız kolay. Düşürmeden, çarpmadan ve kaybetmeden bu cihazın pilotu olmanın yetenek istediği de bir gerçek.  Almak da yetmiyor tabii bu dronu. Pilotluk için ehliyet gerekliliği de doğru. Sertifika ve pilotluk için belge almak üzere bir kursa başvurmanız da gerekli. Sonrasında “Havalan!” demek isterdim ama maalesef sadece uçuşa açık olan yerlerde drone uçurabiliyorsunuz. İstanbul’da neredeyse birçok bölgede imkânsız. Türkiye’de bu durum izne tabi… Bu kadar teferruattı olan bir cihaza birçok kişi yaklaşmazken bazıları için keyifli bir oyuncak.  Benim bahsedeceğim konu ne bir drone ne de bir operatör. Benim konumun tam açılımı şu aslında: “Abi sen uçur, ben düğmeye basayım.” durumu.

Şimdi sorumu soruyorum: Dronun yok, ehliyetin yok, alınmış bir iznin yok. Ama fotoğraftan gelen sihirli bir parmağın var. Arkadaşından rica ile sağa sola çeviriyorsun ve sonrasında düğmeye basıyorsun. Sonuç: Bir fotoğraf, farklı bir açı ve görülmemiş bir görsel…

Fotoğraf: Murat Özçelik

Peki, şimdi soruyorum: Bu fotoğraf kimin???

Gelen cevapları duyar gibi oluyorum. Raw’ı kimdeyse fotoğraf onun diye. Raw’ı da sihirli parmakta tabi. Raw’ını çekerken arkadaşından almıştır, bunu ihmal etmez sihirli parmak. Ama ben sorumu tekrar ediyorum. Drone yok, ehliyet yok, uçuş yok. Sabit alanda sağa sola gidip düğmeye basmak var. Aslına bakarsanız bu olay kişinin makinesi olmadan fotoğraf çekmesine çok benziyor. Bu arkadaşınızdan ödünç aldığınız fotoğraf makinesiyle çok özel fotoğraflar üretebilirsiniz. Belki de konu tam bu değil çünkü arkadaşınızdan alacağınız makinenin açma kapama ve diğer tuşları da size bağlı çalışıyor. Drone için bu geçersiz bir yapı. Çekeceğiniz müthiş video ve fotoğraflarla eğer tamamen sizin elinizden çıkmış, dronu hazır hale getirip bu fotoğraf ve video konusuna  kafa yormuş, sorgulayan bir yapıdaysanız zaten bir dronunuz vardır.  Drone fotoğrafçılığı meselesi uzun ve tartışmalara açık bir mesele. Bu tartışmalar uzar gider gibi aslında. Çünkü nereden bakarsanız, nereden tutarsanız konu sarpa sarıyor.

Fotoğraf: Murat Özçelik

Bu tartışmalar Raw meselesinden öte etik olarak bir şeylere bakmamızla ulaşacağımız bir durumdur. Geçenlerde karşılaştığım ve soru olarak yönelttiğim yurt içi ve yurt dışından çeşitli fotoğrafçılarla hemfikir olamadığımız bir konu olarak kalacaktır bu. Okuyanlara tavsiyem eğer merak salmışsınız bir drone alın ve çekin olacaktır. Göreceksiniz ki o drone kaybolduğunda veya düştüğünde kendi fotoğraf makinanıza sıkı sıkı sarılmakta bulacaksınız çareyi.

İstanbul doğumlu. Öğrenimini Reklam ve Halkla İlişkiler üzerine yaptıktan sonra ikinci okulu olan Anadolu Üniversitesi Fotoğraf ve Kameramanlık Bölümü'nü bitirdi. 1992 yılında Fotoğrafa yerel bir gazetede başladı. Yerel gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Birçok dergi ve gazete için fotoğraf üretti. Çeşitli ulusal ve uluslararası dergi, gazete ve internet sitesinde yazıları ve de fotoğrafları yayımlandı. Kişisel olarak birçok mekan da sergi açtı. Yurtiçi ve yurtdışında karma fotoğraf sergilerine katıldı. İmza atmış olduğu iki belgesel olmak üzere kısa ve uzun metraj filmlerde çeşitli görevler aldı. Yönetmenliğini üstlendiği “Not” isimli Kısa filmi 2016 yılında çekti. Bodrum Kısa Film Atölyesi'ni kurdu. Atölye sonrası ANSIZIM, Doğruluk Sandalyesi ve Oğul Kısa filmlerini çekti. Şirketler için tanıtım filmleri ve fotoğrafları çekiyor. Ödüllü Afiş, DVD ve kitap kapak tasarımları bulunmaktadır. Fotoğraf sergilerinin yanı sıra görsel fotoğraf sunumları hazırladı.

Danışmanlığı altında birçok fotoğraf sevdalısına ışık tuttu. Yürüttüğü projelerde fotoğrafçılar yetiştirdi. İstanbul Fotoğraf Günleri'nde ve çeşitli fotoğraf organizasyonlarında görevler aldı. Fotoğraf kitaplarının da danışmanlığını üstlendi.

Kısa filmlerde ön seçicilik ve seçicilik görevlerinde bulundu. Aynı zamanda Kısa Film Kolektifi'nin danışmanlarından.

İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği İFSAK’da dört yıl Başkan Yardımcılığı görevinden sonra 2013-2015 döneminde Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. İFSAK dergisinde Yazı işleri Müdürlüğü ve Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu.

Küratörlüğünü gerçekleştirdiği sergiler organizasyonlar olunmakta. 2016’da Türkiye’de ilk kez yapılan Hareketli Fotoğraflar Sergisi FOTOMOTION, ikisi uluslararası festival olmak üzere 4 ayrı sergi salonunda izleyici ile buluştu. Son proje çalışmalarından Kartpostallarla İstanbul ve Su projesi ve SEMT İSTANBUL izleyenlerden tam not aldı. İFSAK ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu’nun eğitim kitabında görev aldı.

Özel kurumlara, üniversitelere, derneklere, fotoğraf kulüplerine rehberlik görevini sürdürürken bununla birlikte İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde bilirkişilik yapmakta, Ulusal ve Uluslararası (FIAP-UPI-PSA) alanda düzenlenen pek çok yarışmada fotoğraf ve sinema dallarında jüri üyeliği bulunmaktadır.

İstanbul Fotoğraf Müzesi'nde seçilmiş olan koleksiyon sergisinde bir eseri ile yer aldı. Özel bir firmada Görsel Danışman olarak görevli ve AKYA Film Prodüksiyon çatısı altında fotoğraf, video ve sinema çalışmalarına devam ediyor. Serkan Turaç, Türkiye’de, İFSAK, BÜFOD, BODRUMART, AFYON FRİG üyesi ve aynı zamanda AFYON FRİG TFSF Temsilcisidir. Sille Sanat Sarayı’nın, Muş Fotoğraf Sanatı Derneği’nin ve Halikarnas BOFSAD’ın “Onur” üyesidir.

Yurtiçi ve yurtdışındaki fotoğraf yarışmalarında çeşitli dereceleri bulunmaktadır. FIAP Uluslararası Fotoğraf Sanatı Fedarasyonu (Fédération Internationale de l'Art Photographique) EFIAP/b unvanını, GPU (Global Photographers Union) ZEUS ünvanını taşıyor.

www.serkanturac.com adı altında bir internet sitesi bulunmakta.

1 Yorum

  1. Etik sorunlar üzerine kafa yorup düşünmeliyiz, yazınızı bu açıdan beğendim. Emek sarf etmenin önemine vurgu yaptığınızı anlıyorum. “Bu fotoğraf kimin” diye okurken aklıma selfie çeken maymun ve fotoğrafçıya telif bedelinin ödenmemesi haberi geldi. Teknoloji geliştikçe farklı konuları tartışacağımıza inanıyorum. Sevgiler dilerim.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Son yazılar: Fotoğraflara Dair

Alaca HeyHeyler Kadın Atlası

Bu yazı, İFSAK Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Grubu’ndan Zeynep Yılmazoğlu http://instagram.com/zeynepyilmazoglu tarafından hazırlanmıştır. . . . .…

Ne Olacak Arşivlerimizin Sonu?

İngiltere’nin Kuzey Doğusu’nda faaliyet gösteren Amber Fotoğraf ve Film Topluluğu’nun internet sayfasına uğradıkça heyecanlanıyorum. Bunun nedenlerinden…

Gün Biterken

Sıradan bir öğleden sonrasıydı. Fotoğraf makinemi alıp yola çıktım. Durak Gölyazı’ydı. Cennetten bir köşe diye bahsedilen…

Akan Zamanın Peşinde

Yaratım – ya da daha doğru sözcüğüyle, dönüşüm – sancılı bir süreçtir. Yapıtın oluşumu sırasında üreteni…