İnsan kendisinde Mutluluk ister Bir haz da olsa Bu haikunun sahibi on iki yaşındaki Defne Kanadlı. Sevgili Defne sanki benim için yazmış… Birazdan anlatacaklarımın özeti gibi. Ama önce Maryamti türküsünü açayım. Yazdıklarımı…
DevamıÜlkenin dört bir yanı ateş altında. Manavgat ve Bodrum çevresinde yüz yıllık kızılçam ormanları içerisindeki tüm canlılarla birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya – ki yok oluyor – ve biz biçare seyrediyoruz.…
DevamıAskerlik yapanların iyi bildiği bir söylemdir “trink onbaşı” lakabı. Çavuş talimgah bölüğünde acemilik yapan askerler dağıtım olduktan sonra yeni bölüklerinde önce onbaşı sonra da çavuş rütbesi alırlar. Eğer bölükte onbaşı yetersizliği varsa,…
DevamıFotoğrafa ilk başladığım yıllarda, bütün amatörler gibi kendimi, ‘mükemmel fotoğrafın’ peşinde koşarken bulmuştum. Sonraları fotoğrafın sadece fotoğraftan ibaret olmadığını öğrendim. Fotoğraf; edebiyat, şiir, felsefe, resim ve hatta müzikle iç içe olduğunda anlamı…
DevamıBu ayki yazıma başlamadan önce kulaklığımı taktım ve Spotify’dan Romen şarkıcı Maria Tanase’yi açtım. Parmaklarım klavyeye vururken müziğin ritmine eşlik etsin istedim. Zira yine nereden başlayacağımı bilemediğim bir yazı beni bekliyordu… Kendisi…
DevamıGözlerinden öperim cânım. En çok da burnundan. Gülme, ciddi söylüyorum. …
DevamıZen’i hiç bilmeyenler için dağlar yalnızca dağ, ağaçlar yalnızca ağaç, insanlar da yalnızca insandır. Kişi Zen’i anlamanın yarı yoluna gelince; bütün biçimlerin hiçliği belirir, dağlar artık dağ değil, ağaçlar artık ağaç değil, insanlar da…
DevamıKarantina günlerinde hepimiz ortalama yüz metre karelik evlere hapsolduk. Hatta yaklaşık bir aydır evimin beş metre karelik balkonunu kendime mesken edindiğimi söylesem hiç de yanlış olmaz. Beş metre kare… Bu kadar küçük…
DevamıYeni yazımın ana temasını, Savaş Çekiç’in ‘’kıyı’ya, göl’e, ada’ya haiku’’ adlı kitabının oluşturmasına karar vermiştim. Fakat, yazmaya başladığımda, bu kadar zorlanacağımı hiç düşünmemiştim. Sonrasında kafamda deli sorular dönmeye başladı; Beraberinde fotoğrafın haiku…
DevamıEtkileşeetkileşe başkalaşıyoruz… İlk yazımda haiku maceramı anlatıp, yazdıklarıma ‘üç satır söz’ demeyi tercih ettiğimi ve ilk etkilendiğim kitabın 2008 basımı Oruç Aruoba çevirisi ‘Kelebek Düşleri’ olduğunu söylemiştim. Sonrasında Türkçe basılmış – çeviri…
Devamıyapabilseydimköklerimi salardım—bir çınar gibi Haiku maceram 2013 yılında İFSAK’ta çok sevgili hocam, ustam Yalçın Savuran’la ‘Sinemayı Okumak’ atölyesinde başladı. O yıllarda Yalçın Hoca yönetmen sineması üzerine yapıyordu atölyesini. Sıra Japon yönetmen Yosujiro…
Devamı
Bize Ulaşın