Nü (Çıplaklık) insanlık tarihi boyunca en çok ilgi duyulan ve aynı zamanda en çok sansürlenen olgudur. Özellikle tek tanrılı dinlerin ortaya çıkması ile bu durum çok daha sert engellemelere maruz kalmıştır.
Ancak her insanın dünyaya çıplak geldiğinden yola çıkar, tarih sürecine bakarsak insanlığın her döneminde çıplaklık ile ilgili birçok farklılık olduğunu göreceğiz. Bugün bile Dünya’nın belli bölgelerinde, özellikle Afrika’da bir çok kabile çıplak bir yaşam sürdürmektedirler. Çok tanrılı toplumların bir çoğunda bütün tanrı ve tanrıçalar çıplaktır. Bu tanrıların her biri kendi güçleri, anlamları ve düzeylerine göre çeşitlikler göstermekle birlikte İnsanın mükemmel olmadığını ve kendilerine biat edilmesi gerektiğini ifade ederler.
Bu sert ifade nü (çıplaklık) sanatının ortaya çıkmasını sağlayan en büyük nedenlerden biridir. Antik Yunan’da neredeyse tüm tasvirlerde kadın ve erkek çıplak düşünülmüştür. Bu tasvirlerde özellikle insan vücudunu mükemmel , güçlü kuvvetli, kas yapısı muntazam ve gelişmiş olarak yapmışlardır. Bunun en önemli sebebi de insanın Tanrıları ile olan savaşıdır. Tanrılar ile savaşan mükemmel insanlar… Herkül gibi…
Antik Yunan döneminde ortaya çıkmış çıplaklık (Nü) Roma dönemine kadar popüler bir gelenek olarak gelmeyi başarmıştır. Bu dönemde özellikle toplum hayatında yaşanan değişiklikler ve ortaya çıkan sosyal sınıflar nü sanatının da değişmesine neden olmuştur. Erkeklerin heykelleri genellikle tam çıplaklık gösterirken, kadın heykelleri genellikle Venüs Pudica (kısmen giysili veya mütevazı) kavramıyla gösterilmiştir. Bu dönemde Saygın Roma Kadınları giyinik olarak tasvir edildi. Saygın Roma Erkekleri ise kısmen giyinik ama mükemmel kas formunu ortaya koyar şekilde tasvir edildi.
Roma kendisinden önceki antik Yunan dönemindeki gibi bilim ve felsefeye büyük önem vermekle beraber toplum hayatında eğlenceye ve özellikle spora da yer vermiştir. Bu dönemde eğlence ve spor amaçlı düzenlenen en büyük organizasyonlar Gladyatör dövüşleriydi. Gladyatörlerin çoğunluğu kölelerden oluşuyordu. Bir çok köle gladyatör için özgürlüklerini kazanma fırsatı olan bu dövüşler, halk tarafından çok beğenilmiş ve dönemin önemli gladyatörleri birer kahraman ve seks sembolleri olarak görülmüşlerdir. Bu dönemde özellikle nü eserleri yapılan bir çok gladyatör bulunmaktadır. Yanlış bilinenin aksine gladyatörlerin hepsi köle değildiler. Bir çok soylu, özgür Romalı, savaşçı ve general gladyatör olmak için eğitim alıp, arena da dövüşlere katılırdı. Çünkü gladyatörlük dönemin en ilgi çekici ve popüler mesleklerden biriydi, özellikle kazanılan maçlardan sonra elde edilen şan ve şöhret Roma toplumunda kendilerine önemli mevkiler kazandırıyordu.
Bu dönemde çıplaklık üzerine yazıtlar, şiirler, oyunlar ve sanatsal eserler çoğalmıştır. Bu eserlere bakarsak ağırlıklı olarak seks ve eşcinsellik içerdiğini görebiliriz. Roma Dönemi’ndeki bir çok eserin içerisinde seks objesi olarak erkeğin kullanılmış olmasının nedeni de, erkek eşcinselliğinin daha yaygın olmasıdır. Özellikle Pompei ve Herculaneum başta olmak üzere tüm Roma imparatorluğunda çıplaklık, pornografik içeriklere kadar ulaşmıştır. Toplumun çıplaklığa bakışı Hristiyanlık dönemine kadar bu yönde gelişim göstermiştir.
Faydalanılan kaynaklar:
– Metropolitan Müzesi web sitesi
– Antik Tarih Ansiklopedisi
– Wikipedia
Elinize sağlık. Venüs pudica konusuna bir ekleme yapmak isterim. Knidos Afroditi’nin yapıldığı zamanın ilk tamamen nü tanrıça heykeli olduğu söylenir. Bu nedenle oldukça fazla ilgi çekmiş sırf onu görmek için insanların Datça’ya gittikleri söylenir. Sevgiler dilerim.
Alper çok teşekkürler, Venüs Pudica konusunda tespitin doğru, o konuya önümüzdeki yazılarda özellikle Botticelli ile erken rönesansı anlatırken değineceğim.
Çok güzel ve akıcı bir yazı. Devamını merakla bekliyoruz.
Sevgili Tolga, güzel yorumun ve ilgin için çok teşekkür ederim.
Çok başarılı bir yazı olmuş ve ayrıca çektiğiniz fotoğrafları da yakından takip ediyoruz.
Mete bey güzel yorumunuz, ilgi ve alakanızdan dolayı çok teşekkür ederim.
Evet güzel yazı ve fotoğraflar, sizi yakından takip ediyorum. Başarılar
Erkan bey beğeni ve takibinizden dolayı çok teşekkür ederim.
Sevgili Dayk. Seni kutlarım. Nü kavramını tanımayan dönemimize ışık tutan bir yazı olacağa benziyor. Bu yazı burada kalmamalı ve devamı gelmeli. Eminim bunu düşünüsündür. Merakla devamını bekliyoruz.
Ekrem abicim çok teşekkürler, beğendiğine sevindim. Yazmaya, paylaşmaya hep birlikte devam ediyoruz umarım okuyanların hoşuna gidiyordur.
Güzel bir çalışma olmuş eline emeğine sağlık