Sokak fotoğrafı üzerine ülkemizde yazılmış ve dilimize çevrilmiş yeterli kaynak bulmak maalesef zordur. Bu konudaki çabalar henüz çok yenidir.

Sokak fotoğrafının tanımında, dünyada devam eden yeni tartışmalar ve ayrışmalar vardır.

Türkiye’de ise sokak fotoğrafının, fotoğrafçı çevrelerde bile  henüz yeterince anlaşılmadığını söyleyebiliriz.

Sokak fotoğrafı türün adıdır. Burada asıl kastedilen şey kamuya açık alanlardır.

Sadece sokakta çekiliyor olması nedeniyle sokak fotoğrafı olarak adlandırılan, sözüm ona “sokak fotoğrafçılığı” pıtrak gibi ülkemizin her yanını sardı. Hatta bu konudaki yanlış örneklerle dolu eğitimlerin bile verildiği bir popüler alan oluştu.

Ancak ülkemizde dünyadaki çağdaş sokak fotoğrafıyla eş zamanlı gelişen sokak fotoğrafçılığı da yeşermekte olup, birçok fotoğrafçımız uluslararası mecrada başarılara imza atmış ve fotoğraflarından söz ettirmeye başlamışlardır (İlker Karaman, Haluk Safi, Alphan Yılmazmaden).

Bu yazımla sokak fotoğrafı algımın, (Doğal-habersiz (Candid) Sokak Fotoğrafçılığı) bende yarattığı duygu ve düşüncelerin etrafında dolaşacağım.

Sokak fotoğrafı, pozu, kurguyu, kırpmayı sevmez. İçgüdüsel ve spontanedir, ritimdir, ışıktır, gölgedir, sürprizdir, absürttür, duygudur, komiktir, acımazsızdır, şefkatlidir, zıtlıklar barındırır. Adeta doğaçlama bir caz melodisi gibidir, en saf haliyle sunulan kısaca insana ait tüm hallerin anlık kaydıdır.

Sokaklar zaten her an muhteşem kurgusunu kendi oluşturur. Fotoğrafçı bu kurguyu izleyerek en doğru “karar anı”nın peşine düşer. Ustalığa uzanan yol, bu kurguyu izleyen, olacakları sezinleyen ve en doğru anı belirlemekten geçer.

Her şey anlıktır tekrarı mümkün değildir. Antik çağın devrimci filozofu Herakleitos’un ırmağı gibidir, aynı ırmakta iki kere yıkanmak mümkün değildir.

Sokak fotoğrafı, “Henri Cartier Bresson’un “karar anı” yaklaşımında felsefi boyut kazanmıştır.

Fotoğrafta, konunun hareketlerinin yarattığı anlık çizgilerden doğan, yeni bir tür plastik anlatım vardır. Hareketle uyum içinde, sanki yaşamın kendisinin ne yöne gideceğini özsezilerimizle kestirerek çalışırız. Ancak hareketin içinde öyle bir nokta vardır ki orada hareket halindeki öğeler bir dengeye ulaşırlar. Fotoğrafçı bu anı yakalamalı ve bu anın dengesini dondurup saklamalıdır.

Çok keyif alarak kelebek çektim, tripod ile mavi akşamları, gün batımlarını bekledim. Ama hiçbiri 2010 yılından beri peşine düştüğüm sokak fotoğrafının heyecanını gizemini kalıcı tutkusunu uyandırmadı bende.

Çünkü sokak fotoğrafı hayatın kendisi, kamusal alanda yapıldığı için kapsama alanı çok geniş “bize her yer fotoğraf“ demek yanlış olmaz. Fotoğraf, az ileride köşe başında, belki bir otobüs durağında belki de otobüsün camına yaslanmış bir yüzde, sinema çıkışında, bir mahalle maçında veya stadyumda, kısaca her yerdedir. Sokak fotoğrafı, gücünü ve değerini kontrolsüz bir alanda yapılıyor olmasından alır.

Bu nedenle doğal olanın peşindedir ve asla manipülasyona başvurmaz.

Sokak fotoğrafçısının asıl uğraşısı ve kişisel motivasyonu, doğal devinim içindeki sihirli anı, öngörmek ve doğru anda deklanşöre basarak kendi anlatımına ulaşmaktır.

Sokak fotoğrafı paraya tahvil edilebilen bir fotoğraf türü olmadığı için özgün ve özgürdür.

Sokak fotoğrafçılığının belge bırakmak, habercilik yapmak gibi bir misyonu yoktur. Sosyal bir amacı hedeflemez. Sokak fotoğrafçısının derdi, dünyayı algıladığı şekilde ifade etmektir.

Heyecan yaratan tutkunun kaynağı bu dinamizimdir belki de. Peki doğru karar anı nedir? Neden bu görüntü alındı? Sezgisel ve spontane yapılan sokak fotoğrafında dürtüsel refleksimizi tetikleyen, deklanşöre basmamıza neden olan şey kişisel gelişimimiz, duygularımız, hayata bakışımız entelektüel birikimimiz ve ideolojimiz olsa gerek.

Sokak fotoğrafı yaşama karışmanın ta kendisidir. Sokak fotoğrafçısı doğaçlama çalışır planlama yapmaz, yaşam kurgusunun adeta bir parçasıdır.

Sokak fotoğrafçısı bir bakıma kamusal alan röntgencisidir. Radarları sürekli çalışan, hazır ve tetikte olan bir görüntü avcısıdır. Fotoğrafçı cüretkar, agresif, çoğu zaman kalabalıklarda kendini gizleyebilen, konusuna saygılı, sessiz, bazen de karışık bir durumu nazikçe çözen zarif bir diplomattır. İnsan onurunu ve saygınlığını zedelemeyecek her türlü insanlık halleri onun konusudur.

İşte bu nedenle sokak fotoğrafı heyecandır, adrenalindir, doğal ve cana yakındır, yalan söyleyemez.

2010 yılında tele ve makro objektifini satarak sokak fotoğrafının cazibesiyle sokaklara düşmüş bir fotoğraf tutkunuyum.
2013 yılında kurulan Turkuazstreet Fotoğraf Kolektifi'nin kurucu üyesiyim.
İFSAK Sokak Fotoğrafçılığı Grubu'nun danışmanlığını yapmaktayım.
Sokak hayat, fotoğraf hayattan damıtılmış bir andır.
Web sitesi : www.ufukakari.com.tr

Yorum Sayıları: 25

  1. Yazınızı hemen tümüne katılıyorum doğru tespitler. Ancak sokak fotoğrafçılığı özgür ve heyecan dolu olmasına karşı yasal durumunu yaratamamış bir alandır. İnsanlar mekanlar izne tabi konulardır. Ülkemizde pek dikkat edilmese de izin önemli ve saygı gerektiren bir durumdur. İşin içine izin girince heyecan da azalıyor. Fotoğraf her haliyle değerlidir emek ister sevgi ister. Yazı için teşekkürler.

    • Merhabalar,
      Yazıda da belirttiğim üzere insan onurunu ve saygınlığını zedelemeyecek her türlü insanlık hali konumuz, böyle olunca vicdani bir sorumluluk duymuyorum.
      Kamusal alanlarda kurulu kameralar tarafından 7/24 kişisel hayatımızın her türlü hali izin almadan izlenmekte.
      Market, taşıma araçları aklımıza gelecek tüm yerler özel veya mobese kameraları tüm yaşamımızı gözetliyor.
      Asıl sorun bu bence.
      İlgi ve bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.

    • Çok güzel, içten ve ustaca anlatımınız için çok teşekkürler. Okurken o heyacanı hissettim. Yeni bir bakış getirdiniz, benim için çok değerli. Aynı heyacanı, adrenalini, merakı izlemek için elimden geleni yapacağım Sayın Hacam.

      • Sevgili Birgül,
        Benim için çok değerli yorum ve geri bildirim için teşekkür ederim.
        Birlikte güzel işler çıkaracağız.
        Selam ve sevgilerimle

  2. Sokak fotoğrafçılığına merak salmış biri olarak çokk ilgi ile okudum yazınızı. Rehberim olacağı kesin. Umarım ben de özgün çarpıcı fotoğraflar üretebilirim kaleminize sağlık Ufuk Hocam

  3. Üzerinde tam bir fikir bir birliği sağlandığını düşünmediğim ve bana oldukça karmaşık gelen “Sokak Fotoğrafçılığı” hakkında çok açıklayıcı ve yararlı bir yazı olmuş ellerinize sağlık Ufuk hocam. Bu yıl sizinle beraber adım attığım bu konuda umarım güzel şeyler başarabilirim.

    • Sevgili Nejat,
      Değerli yorum ve bildirimin beni çok mutlu etti .Sokak grubunda hep birlikte güzel işler başaracağımıza inancım tam.
      Teşekkür ediyorum.
      Sevgi ve selamlar

  4. Ufuk Hocam; akıcı, sade dille yazılmış buram buram sokağı anlatan duygusal “Sokak Fotografçılı” ile yazınızı
    zevkle, sindire sindire okudum çok beğendim..Sonra tekrar okudum:) Kafamdaki soruların cevabını bulmuş oldum..

    Sokak üzerine yazdıgınız, değerli bilgiler için tesekkurler..
    Emeğinize, düşüncelerinize sağlık..
    Sokakta fotograf çok güzel olacak:)

  5. Ufuk bey,fotoğrafa yaptığınız katkılara çok teşekkürler.Sokak fotoğrafının incelikleri ve kapsamı üzerine derli toplu , oldukça yararlı bir yazı, emeğinize sağlık, başarılar dilerim. Selamlarımla ..

    • Heyecan dolu içten yorumunuz Orhan Veli’nin Hürriyete doğru şiirini anımsattı bana; “Heeeey!
      Ne duruyorsun be, at kendini denize(sokaklara)”…
      Teşekkür ve selamlarımla

  6. Heyecanı duyumsayan ve okuyana hissettiren çok güzel samimi bir yazı. Çok etkilendim. hep düşündüm sokak fotoğrafçılığını ama bir türlü zaman ayıramadım. Hasbelkader makroyla başladım fotoğrafa, sonra doğada olmayı sevdim, belki de yoğun, insanlarla fazla haşır neşir iş yaşamından kaçmak için bir fırsay oldu. Makroyu ornito ve manzara fotoğrafçılığı, uzun pozlamalar izledi. Makroda da kurgudan ziyade spontane fotoğraraf çekmeyi sevdim. Yine de fotoğrafa yeni başlayanlar arkadaşlar için naçizane önerim, farkındalığı arttırması açısından makrodur. Ayrıca kadraj ve kompozisyon disiplinini geliştirmek açısından da çok yararlı. Ben çok yararını gördüm. Belki de fotoğraf çekmek, çevreye o gözle bakmak farkındalığı arttırıyordur da ben makroyla başladığım için bana öyle gelmiştir.
    Çok teşekkür ederim, özendirici ve etkili bir yazı olmuş. Ayrıca akıcı üslubunuz ve önemli noktaları öğretmen titizliğiyle vurgulamanızı da kutlarım. Beni mutlu ettiniz.

    • Zafer Bey değerli yorumunuz ve katkınız için çok teşekkür ederim.
      Makro fotoğrafın tüm disiplinlere ve görüş zenginliğine sağladığı katkılar konusundaki değerlendirmenize yürekten katılıyorum.
      Saygı ve selamlar

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Son yazılar: Fotoğraf

Bosphor-Bosphor

İstanbul’da fotoğraf çekmenin kendine mahsus bir zorluğu var. İlgi çekici imajların yoğunluğu öyle bir raddeye ulaşıyor…

Gerçekliğin Olağanüstü Cazibesi

Bu yazı, İFSAK Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Grubu’ndan Ahu İncekaralar  https://instagram.com/ahuincekaralar  tarafından yayına hazırlanmıştır. . . .…

Foto Patinaj

Daha ziyade motorlu araçların çamurda, buzda, kumda veya benzer zorlu zeminlerde lastiklerinin (tekerleklerinin) hareketine rağmen ilerleyememesi,…

Doğal Seçim…

Uzun zamandır özünde “fotoğraf” olan yazı klavyeden akmıyor. Ancak fotoğraf kullanarak fotoğrafın etrafında döndüğümüz yazılar sunmakla…

Yapay Zeka

Görsellerde yapay zekan kullanımının tartışmaya açılması büyük ölçüde 2023 yılı Sony World Photo Organisation – ki…

Beatrice’den Gelen Mektup

Bu yazı, İFSAK Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Grubu’ndan Özlem Dikeçligil  https://www.instagram.com/ozlem_dikecligil/  tarafından yazının sonunda künyesi verilen kitapların esiniyle…