Şehir, boğazına ip gerilen bir insan kadar zor nefes alıyor. Sokağa dikilen her yeni bina, bir iç çekişi yok ediyor başka bir iç çekişi getiriyor. Kule vinçler taşıdıkları malzemeler ile kalan nefeslerin…
DevamıŞehir, boğazına ip gerilen bir insan kadar zor nefes alıyor. Sokağa dikilen her yeni bina, bir iç çekişi yok ediyor başka bir iç çekişi getiriyor. Kule vinçler taşıdıkları malzemeler ile kalan nefeslerin…
DevamıKadın vestiyere astığı şalını aldı, katlayıp çantaya yerleştirdi. İtalyan ayakkabısını çekmeceden çıkardı, spor ayakkabısını onun yerine koydu. Ayakkabıyla çantasına beğeniyle baktı. Ayakkabıyı giydi. Vestiyerin aynasında telaşlı haliyle karşılaştı. Bu elbise boyunu olduğundan…
DevamıFotoğraflar Nasıl Kaybolur? Doğan zil sesi ile uyandı. Başındaki saate baktı. Saat 09.00’u gösteriyordu. Çalan telefonu açtı. Kulağına götürürken, yatağa sırt üstü uzandı. “Efendim Funda” dedi uykulu sesle. Bir süre dinledi. “Anlamadım”…
Devamıİstanbul’un ilkbahar sabahlarından biri. Sıradan bir Mart ayının sıradan bir perşembe günü. Gökyüzü o kadar mavi ki önceki gün bardaktan boşanırcasına yağmur yağdığına inanmak zor. – Anneee! Öndeki arabada öpüşüyolaaarrr! – Hadi!…
Devamıadam bir eliyle demiryolu köprüsünün korkuluğuna tutunmuş aşağı bakıyor. adam, benim çocukluk köprümün üzerinde diğer elindeki sigarasını ağır ağır ağzına götürüyor derin bir nefes alıyor, verirken birden esen rüzgar dumanı gerisin geriye…
Devamı
Bize Ulaşın