Benim içimdeki ressam, Matisse’e yakın oturur.
Ama Picasso’yu da büyük kabul eder, Modigliani ile sabaha dek dans eder, Pre-Raphaeliteler’i hep özler, Edward Hopper’ı izler. Avni Lifij’i, Erol Akyavaş’ı, Mübin Orhon’u, Burhan Uygur’u, Cihat Burak’ı, Yüksel Arslan’ı, Mehmet Güleryüz’ü, Mustafa Horasan’ı, Alp Tamer Ulukılıç’ı çok sever. Herkesin en az bir ressamı vardır. Ama yine de bazı ressamları, nedenini açıklayamasak da diğerlerinden daha çok severiz. Matisse’e gelince; o ayrıksıdır, sıra dışıdır.
1905’te “Vahşiler” (Les Fauves) sergi açtığında, en çok öne çıkan kişi Matisse olmuştu. Sanat tarihine Fovizm olarak geçen sözcüğün yıldız ismiydi Henri Matisse. 20 yaşında geçirdiği bir apandisit krizinden sonra sıkıntıdan resim yapmaya başladı. Doğu ve Afrika, onun resmine açık bıraktığı arka kapıdan girmişti. Coşkulu bir süsleme vardı resimlerinde. İçinde, adeta geç saatlere kadar eve girmek istemeyen küçük bir çocuk yaşardı.
Matisse, 1900’lerin başına dek birçok farklı akımın etkisinde kalarak yapıtlar üretti. Bu arada bir yandan öğretmenlik yapıyor, diğer yandan da New York, Moskova, Berlin gibi ülkelerde resim sergileri açıyordu. Yan yana getirilmesi dikkat isteyen renkleri büyük bir cesaretle kullanıyordu resimlerinde, Matisse. Doğal renklere olan eğilimi ve biçimin sadeliğine düşkünlüğü onu diğer ressamlardan farklı kıldı. Arkadaşlarının aksine kübizm ya da ekspresyonizme meyletmedi, yaşamının sonuna dek fovizmin bir neferi olarak kaldı.
Matisse’in son yılları rahatsızlıkları nedeniyle hep yatakta geçti. Yalnız başınaydı; astımı ve kalp rahatsızlığı vardı. Yaşamını, eski modellerinden birinin gözetimi altında Regina Oteli’nde sürdürmeye başladı. Kimi zaman yatağından kalkmadan, kimi zaman da duvara yapıştırdığı kağıtlar üzerine, elindeki uzun sopanın ucuna tutturulmuş pastel boyalarla resimler çiziyordu Matisse. Düş gücü ile eli, birbirinden uzak düşmüştü fakat sonucu etkilemiyordu. Yaşamla arasına iki metrelik bir takip mesafesi koymuştu.
Onun coşkusunu hiçbir şey durduramadı. Hatta, son yıllarında yaptığı resimler, çağdaş yaklaşımları nedeniyle kendisinin en iyi ürünleri olarak anıldı. Aynı zamanda bir şapelin vitraylarını ve duvar resimlerini yaptı. Büyük ressamların bir kısmı gibi o da yaklaştığı Tanrının yolunda; yere değdirdiğinde baston, duvara uzattığında fırça olan, tek akslı çarmıhını son yıllarında hep yanında taşıdı.
Ve savaşlardan arta kalan zamanında sanatçıları fotoğraflayan Capa, 1950 yılının 365 gününden birinde Matisse’in kapısını çaldı. Onu, ağzından düşürmediği sigarası ve elinden, ayaktayken bile bırakmadığı sopasıyla, bir rahibin karşısında haç çıkarırken buldu. Roller değişmiş, ancak gerçek bir sanatçının sahip olabileceği cüretiyle Matisse, yakında vitraylarda yaşam bulacak rahibi hizaya getirmeye çalışıyordu. Bu sırada Rosary Şapeli, tarihi geleceğe taşımak için heyecanlı bir bekleyiş içindeydi.
Diğer duvarlarda, -bu aşamada görülürse- aforozuna neden olacak kadar tuhaf çizgiler vardı. Bedenini kucaklayan yeleği ve ayağında sandaletleri ile yere neredeyse milimetrik olarak döşenmiş gazetelerin üzerine basarak resmini yapıyordu büyük usta. Odanın köşesinde, kim bilir kaç model-sevgilinin anısından süzülmüş bir çizgi- yüz duruyordu. Kedilerin krallara rahatça bakabildiğini bilen Capa, sulh ortamının rahatlığıyla art arda deklanşöre bastı.
Resmin üzerinde biraz daha dolaşmayı sürdürdü Matisse. Her ikisi de birbirinin varlığını unutmuş işlerini yapıyorlardı. Dışarıda, sıra dışı vitrayların bitmesini dikkatle bekleyen kıskanç bir ışık vardı.
1954 yılında Robert Capa 41 yaşında Çinhindi’nde bir kara mayınına basarak, aynı yıl Henri Matisse de 85 yaşında yatağında doğanın çağrısına karşı durmayarak bu dünyadan göçüp gittiler. Geriye Matisse’in sandaletinden fırlayan birkaç ayak parmağı, yeleğinin üzerinde tok bir kuzudan hatıra bırakılmış gibi duran düğmeleri, geçmişiyle düello yaptığı sopası -artık kutsal bir asaydı o- ve insanın Tanrı’yla arasındaki yolu kısaltan bir ışık kaldı.
Bizler de Omaha Plajı’na çıkan askerler gibi elimizde kalan fotoğraflarla suyun üzerinde olabildiğince kalmaya çalıştık.
Bize Ulaşın