Neden Kapalı Çağrı?
Değerli Üyelerimiz,
İFSAK kurulduğu günden beri üyelerine olduğu kadar, üyesi olmayan fotoğraf ve sinema severler için de projeler üretmeyi kendine bir görev bilmiştir. Bu amaçla da çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak zaman zaman sadece üyelerinin katılabileceği, üyelerinin İFSAK’lı olmanın ayrıcalığını hissedebileceği projeler de yapmaktadır.
Pandemi koşullarından çıkmaya başladığımız bu günlerde Projeler Birimi olarak üyelerimize özel bir şey yapmak istedik ve Kapalı Çağrı projesini geliştirdik. Bu duyurunun kapalı çağrı olması İFSAK üyelerine özel olmasından kaynaklanıyor.
Proje bağımsız dört bölümden oluşuyor. Üyemiz isterse sadece birine isterse dördüne de katılabilir. Bir yılda dört tema yayınlayacağız ve bu temaların mutlaka bir nedeni olacak.Üçüncü temamız olan “Çevremiz” temasının nedeninin “5 Haziran Dünya Çevre Günü” olması gibi. Yine istedik ki Dünya Çevre Günü’nü hep birlikte bir projeyle kutlayalım.
Hedefimiz proje sonunda üyelerimizden gelen fotoğraflarla dijital bir dergi yapıp bunu İFSAK web sayfasında Projeler başlığı altında ve İFSAK Blog da düzenli olarak yayınlamak. Projemize katılarak hayata geçmesine yardımcı olan tüm üyelerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Diliyoruz ki katılım her geçen gün artarak coşkusu tüm üyelerimizi sarsın. Üyelerimizin yaptığı çalışmaların izleyici ile buluşmasına bir katkımız olursa ne mutlu bize.
Birlikte üretmeye ve birlikte paylaşmaya devam edeceğimiz güzel günlerde beraber olmak dileğiyle.
İFSAK Projeler Birimi
************************************
Dünya Çevre Günü’nün 50. Yılı!
Bundan tam 50 yıl önce, Birleşmiş Milletler tarafından, çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda temel yaklaşımları belirlemek, temel bir ortak bakış açısı oluşturmak amacıyla İsveç’in Stockholm kentinde düzenlenen Çevre Konferansı’nda, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak ilan edildi. Her yıl farklı temalarla kutlanan bu özel günün amacı, dünya çapında çevrenin korunması konusunda farkındalığın artırılmasını sağlamaktı.
‘Galaksimizde milyarlarca gezegen var, ancak sadece bir dünya var’
Bu yıl Dünya Çevre Günü “Tek bir dünya” sloganı ile kutlanmakta ve kutlamalara 1972 yılında olduğu gibi yine İsveç ev sahipliği yapmaktadır. BM, bu yıl açıkladığı slogan ile “Evrende milyarlarca galaksi var, galaksimizde milyarlarca gezegen var, ama sadece bir dünya var” diyerek, dünyanın her yerinden insanları doğa ile olan ilişkilerini düzeltmek için harekete çağırmaktadır.
Bugünün ve gelecek nesillerin yaşamı doğal varlıkların korunmasına bağlı,
İnsanların doğal varlıklar üzerindeki etkilerini dikkate almayan, sürekli büyüme odaklı bir ekonominin sürdürülebilir olmadığı daha 1970’li yılların başında dikkat çekilen bir husustu. Ancak, BM Çevre Programı tarafından 2021 yılında yayımlanan “Doğa ile Barışmak” isimli rapordan da açıkça görüleceği üzere; bugüne kadar çevrenin korunması ve sürdürülebilirlik konusunda BM nezdinde önemli adımlar atılmasına rağmen, bu adımların beklenen hedeflere ulaşması konusunda yeterli olmadığı görülmektedir. Bugünün ve gelecek nesillerin yaşamının doğrudan bağlı olduğu doğal varlıklar üzerinde tahribatlar devam etmekte; iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik gelecek nesillerin yaşamını, refahını olumsuz etkileyecek en büyük problemler arasında yer almaktadır. Bu durum, ülkelerin verdiği taahhütleri yerine getirme konusunda başarısız olduklarını göstermektedir. Bunlarla beraber 2050 yılında 1.5°C’de tutulması hedeflenen küresel ısınmanın, 2040 yılında 1.5 °C’yi aşacağı tahmin edilmektedir. Bu son 10 yıl, atılacak adımlar için kritik bir 10 yıl olarak değerlendirilmektedir.
Çevresel değerlerin esas alındığı kalkınma planları geliştirilmelidir
Artık tüm hükümetler kalkınmalarını büyüme odaklı halden çıkarmalı, çevresel değerleri esas alan göstergeleri kullanmalıdır. Bu anlamda, yasalarda çoğu zaman geçen kamu yararı kavramının da bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekmektedir. İklim değişikliği ile mücadele, biyolojik çeşitliliği koruma ve kirliliği azaltma yolunda atılan adımların temeli, doğal varlıkların korunmasından geçmektedir. Toprak altında yer alan ve atmosfere saldığımız karbonun en ucuz ve en etkili şekilde, üstelik istihdam yaratarak tekrar atmosferden almanın yolu ağaçlandırma ve tahrip olan doğal alanların restorasyonunu yapmaktır.
Yapılacak ağaçlandırma ve restorasyon çalışmalarının 2020-2050 yıllarında atmosferden 5 Gt (Gigaton) karbonun (yıllık karbon salımının %14’ü kadar) depolanmasını sağlayacağı hesaplanmaktadır. Toprağı koruyan uygulamalar sonucu toprak karşılığını bereket olarak vermekte, tarımsal verimlilik artmaktadır. Korunan alanların artırılması, aşırı yararlanmanın ve avcılığın düzenlenmesi ve tür koruma planlarının uygulanması ile biyolojik çeşitliliğin arttığı bilimsel çalışmalarla ortaya konulmaktadır. Örneğin; Avrupa’da yapılan koruma çalışmaları ile memeli hayvanlarda biyolojik çeşitlilik artmaya başlamıştır. Tarımsal çalışmalara entegre edilmiş ormancılık (agroforestry= karma ormancılık) çalışmalarının ise ormanlardaki türlerin %50-80’ine elverişli yaşam olanağı sağlayacağı belirtilmektedir.
Doğaya yapılan tahribatlara engel olarak doğa ile dost olmak, bugünün ve gelecek kuşakların yaşamı için önemlidir. Milyarlarca gezegenden yalnızca dünyada yaşam vardır ve yakın zamanda da başka gezegene göçme olasılığı gözükmemektedir.
Bugün artık insanların, doğayı korumak, doğa ile uyumlu yaşamaktan başka çaresi yoktur.
Deniz ATAÇ
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Bize Ulaşın