Askerlik yapanların iyi bildiği bir söylemdir “trink onbaşı” lakabı. Çavuş talimgah bölüğünde acemilik yapan askerler dağıtım olduktan sonra yeni bölüklerinde önce onbaşı sonra da çavuş rütbesi alırlar. Eğer bölükte onbaşı yetersizliği varsa, çavuş talimgahtan gelmemiş olanlar arasından seçilen erlere onbaşı rütbesi verilir. İşte bu askerlere trink veya yazı tura onbaşı lakabı takılır. İFSAK Sinema Birimi’ndeki görevimi bu konuya benzetirim.
Bu ayki yazım; geçmişimden bugünüme, fotoğraftan sinemaya evrilen (ya da evrilmiş gibi görünen) öznel bir yazı olacak. Amacım bu öznel bakışla İFSAK Sinema Birimi’ni tanıtmak.

2009 yılıydı sanırım. Sevgili Ervin Erben ağabeyim ile Fenerbahçe’deki eczanelerinin önünde oturmuş sohbet ederken, masada duran Sony DSLR makinesini elime verdi. Önce bahçedeki gonca gülü sonra da Ervin ağabeyin fotoğrafını çektim. O sıralar bu tedavisi olmayan virüsün bana bulaştığının farkında değildim tabii ki. Sonra fotoğrafa ilgim yavaş yavaş artmaya başlayıp araştırmaya başladığımda bu işi en iyi öğrenebileceğim adresin İFSAK olduğunu gördüm ve 2010 yılında İFSAK’la tanışıp 2012 yılında üye olduğumda virüs çoktan mutasyon geçirmiş ve İFSAK’lı fotoğrafçı halini almıştı.

İFSAK, yaşam yolculuğumun tatlı sert virajlarından birisidir. Çünkü birçok İFSAK’lı gibi daha çok gezmeye, daha çok okumaya ve yazmaya başladım
Ve tabii ki sinema
Temel fotoğraf eğitiminden sonra birçok ileri fotoğraf eğitimine ve beraberinde gezilere katıldım. Bu gezilerden bir tanesi de sevgili Yalçın Savuran’la birlikte Gökçeada gezisiydi. Geziye katılan arkadaşların birçoğu, o sıralar Yalçın hocanın İFSAK’ta devam ettirdiği “Sinemayı Okumak” atölyesinden tanışıyorlarmış. Gezideki bu sohbetlerden sonra ben de bu atölyeye katılma kararı aldım.
O güne kadar, daha çok festival filmlerinden keyif almakla birlikte, bilinçli bir sinema izleyicisi olduğumu söyleyemeyeceğim. O dönem, üç ay gibi kısa sürede yüze yakın film seyrederek bu alana bir girizgâh yapmıştım. 2014 yılı sonlarına doğru dönemin İFSAK Başkanı Tanju Akleman’dan 2015-2017 dönemi yönetim kurulu adaylığı için bir teklif aldım. Bu teklif, çiçeği burnunda bir İFSAK’lı olarak, beni önce şaşırtmış ama bir o kadar da gururlandırmıştı. Teklifi kabul ettikten sonra bu gurur sonra korkuya dönüştü. ‘Sinemayı okumak’ atölyesinde ‘boy göstermemden dolayı’ Sinema Birim Koordinatörlüğü teklif edilmişti.
Korkunun ecele faydası yoktu. Kabul etmiştik bir kere…
Seçimi kazandık ve sinema birimi maceram böylece başlamış oldu.
Birlikte yönetim
İşe ilk olarak birimde çalışacak arkadaşları davet ederek başladık. Her ne kadar soyadım ‘Bal’ olmasa da hayata hep pozitif yanından baktığımdan olsa gerek şansım yaver gitti ve çok çalışkan, özverili ve sinema sevdalısı arkadaşlarla birlikte start verdik. İlk toplantımızdaki ilk sözlerimi bugün gibi hatırlıyorum;
Sinema konusunda hepinizin benden çok daha bilgili olduğu kesin o yüzden ben sadece koordinasyon görevini üstleneceğim. Birimi sizler yöneteceksiniz.
Bugün de bu sözlerimin arkasındayım ve bu şekilde hep birlikte yönetiyoruz birimi
Birimde bir kişi demenin bazen her şey demek olduğuna çok kez şahit oldum.

Kolektif çalışmanın önemi
2015-2017 döneminde ve 2019-2021 döneminde ise Sevgili Gültekin Alkurt ağabeyimle birlikte – ki kendisinin yamağı olmak bana onur verir- sinema birim sorumlusu olarak görev aldım. Bu her iki dönemde de birimde daha aktif çalışan arkadaşlarımız vardı. İlk dönemdeki katkılarından dolayı sevgili Arzu Sanlı’nın adını ayrıca anmak isterim, katkısı çok olmuştu. 21. Festivalde emek ödülünü Sönmez Yıkılmaz’a verme kararı alınca, Arzu’nun çabalarıyla Ödül törenine Cüneyt Arkın’ı getirmiştik. Arzu’nun bu dönem de aramızda olmasını çok arzu etmiştim fakat artık şehir dışında yaşıyor. Neyse ki bu dönem de Sevgili Berna Kuleli yetişti imdadımıza. Berna birimin büyük bir yükünü üstlendi bu dönem. Yükün büyüğünü sırtlamak önemli ama kalanına el atacak kimse bulamadın mı hiçbir şey başaramayacağımızı çok iyi biliyorduk. O yüzden kolektif çalışma çok önemliydi
Özdemir Asaf’ın dediği gibi;
Gelmesen önemli değil
Gelsen önemli olurdu
…
‘Bir kişi demek bazen her şey demek’
Bir Hüseyin Turgut çıkar afiş derdinden kurtulursun
Bir Ali Dalgıç çıkar, Bir Altan Bal çıkar tanıtım filmi derdinden kurtulursun
Bir Hakan Gönüllü çıkar salon derdin çözülür.
Bir Murat Çetinkaya çıkar yeni bir bakış açısı kazanırsın
Yedek kulübesinden son dakika oyuna alınan oyuncu misali, bir Gülhan Hanbay çıkagelir, Bir Aslıhan Demiral çıkagelir gollerini atıp giderler
Bunların hepsi çok önemli katkılar ama bu da yeterli değil maalesef. Asıl önemli olan masanın etrafındaki tüm sandalyeleri doldurabilmek. Çünkü en büyük sermayemiz fikir üretip eleştiri yapan ekip arkadaşlarımız. Sevgili Talat Toksöz, Gönül Gözen, Arzu Aybat Yaşar, Hayrettin Tunç varlıkları ve sırtladıkları ile sinema birimini var ettiler.


Ve tabi ki danışmanlığı ile sevgili Rıza Kıraç hocamız olmadan bu birim olmazdı…
Bu son paragrafın kitap önsözü gibi olduğunun farkındayım fakat İFSAK Blog vasıtası ile kayıtlara geçmesini özellikle istediğimden dolayı yazmak istedim. Zira ağırlığı benim gibi amatör fotoğrafçılardan oluşan sinema birimi yıllardır büyük işlere imza atıyor. Çok kısa zamanda Ercan Kesal, Atilla Dorsay, Derviş Zaim, Gökhan Tiryaki, Nur Sürer, Tayfun Pirselimoğlu, Macit, Koper, Yeşim Ustaoğlu gibi birçok ismi sinema severlerle bir araya getirerek çok güzel festival ve etkinliklere imza attık.

27. İFSAK Kısa Film Festivali
Bu satırları yazdığım günlerde İFSAK Sinema Birimi olarak yine hummalı bir çalışmayla Kısa Film Festivaline hazırlanıyorduk. Bu yıl 27.sini düzenleyeceğimiz İFSAK Kısa Film Festivalini 6-14 Mart tarihleri arasında çevrim içi olarak düzenleyeceğiz. 27. İFSAK Kısa Film Festivali film gösterimleri ve söyleşileriyle son yılların en yoğun festivali olacak.
Sinema biriminin haklı gururundan ben de nasibimi alacağım ve trink onbaşı olarak kendimi fasulye gibi nimetten sayacağım.


Korkarım tedavisi olmayan bir virüs de bu olup, sinema sevdası hep yanımda duracak. Fakat aynı Rusya’nın sıcak denizler sevdası gibi Sinema birimini gerçek sinemacılara devretme hedefim hep var olacak
Sanatla, Şiirle, Fotoğrafla, Sinemayla…
Notlar:
Sinema Birimini, Sinema Birimi yapan sadece birim üyeleri değildi tabii ki; Sinema Biriminin ‘başarısında’ sinemaya gönül vermiş İFSAK üyelerinin de büyük payı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. İFSAK Blog vesilesiyle kayıtlara geçsin diye teşekkür etmek istiyorum:
Fahri Sinema Birimi üyesi, sinema sevdalısı Yusuf Biton’a,
Desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen değerli büyüğümüz Hilmi Etikan’a,
Festivallerde altyazı çevirileriyle imdadımıza yetişen; Hülya Üçpınar, Hakan Dilman, Bora Arga, Arzu Şenel, İdil Canlı, İnci Melike Tokcan, Özhan Özde, Zehra Arslan Ceylan ve Sinan Okan Çavuş (kendisi bu vesileyle en taze Sinema Birimi üyemiz oldu.) olmasaydı bir kolumuz eksik olurdu.
Ayrıca, 27. Kısa Film Festivali afişini tasarlayan Ece Ural kardeşime, Festival web sitesini büyük özveri ile gönüllü olarak tasarlayan Hakkı Ceylan’a ve tanıtım filmindeki sesiyle hızlıca imdadımıza yetişen Murat Baykara’ya çok teşekkür ediyorum.
Son olarak bizim en büyük kahrımızı çeken Etkinlik Birimi Koordinatörü Ebru Akalın’a, Sosyal Medya Koordinatörü Vehbi Koç’a ve Sekretaryada Çetin Kaya, Özlem Karaağaç’a binlerce teşekkür az olur.
Bize Ulaşın