İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (İFSAK) Doğa ve Manzara grubunun bir fotoğraf gezisindeyiz: Sultansazlığı ve Aladağlar gezisi. Grubun başında, Türkiye’nin en tanınmış doğa fotoğrafçılarından Ali İhsan Gökçen ve İFSAK fotoğraf danışmanı Özhan Özde bulunuyor. Grubun 70 civarı üyesi, hem Türkiye hem de yurtdışı destinasyonlara fotoğraf odaklı geziler yapıyor; bu gezilerde doğa ve manzara fotoğrafları çekiyorlar.

Bu kez grup olarak hedefimizde Sultansazlığı ve Aladağlar civarı var. Üç günlük gezinin bir gecesi otobüs ile yolda, bir gecesi pansiyonda kalarak, bir gecesi ise doğa kampı olarak planlanmış durumda. Otobüsle İstanbul’dan yaklaşık 800 km yol gidiyor ve Sultansazlığı‘na ulaşıyoruz.
Sultansazlığı:
Kayseri ilinin Yahyalı, Yeşilhisar ve Develi ilçelerinin oluşturduğu üçgen içerisinde yer alan Sultansazlığı, merkez ilçenin yaklaşık 90 kilometre güneyindedir. Milli parka giriş ücreti 4,5 TL (2018 Temmuz); parkın hemen girişinde yer alan ve kuş türlerini tanıtan küçük bir müze de ziyaret edilebiliyor.
Sultansazlığı daha önce tabiatı koruma parkı iken, 2006 yılında yılında milli parka dönüştürülmüş. Park toplam 24.357 hektar bir alana sahip. Bölge ismini ise Osmanlı Dönemi’nde IV. Murat’ın bir sefere giderken üç ayı aşkın bir süre ordusuyla burada konaklamasından alıyor.
Sultansazlığı sulak alanı, kuşların göç yolları üzerinde olması ve hem tuzlu hem de tatlı sulak bölgeleri, bitki yapısı ve faunasıyla, tespit edilen 301 adet kuşa değişik dönemlerde ev sahipliği yapıyor. Milli park ilan edildikten sonra yapılan hem toprak yollar, hem de sulak alan üzerinde kilometrelerce uzayan tahta yürüyüş yolları ve kuş gözlem kulübeleriyle turistlerin ve fotoğrafçıların ilgi odağı olmuş durumda. Arka planda Erciyes Dağı’nın muhteşem görüntüsü eşliğinde sazlık içerisinde yer alan Yay Gölü üzerinde tekne turları da yapabiliyorsunuz.

Tekneleri bölgedeki köylüler kullanıyorlar, yoğun sazlar arasında yol alırken zaman zaman zorlanılsa da, son derece keyifli bir gezi yaşamak mümkün oluyor. Her dönemde kuş yoğunluğu aynı olmadığı için, kuş fotoğrafı çekmek isteyenlerin yumurtlama, kuluçka ve göç dönemlerini dikkate almaları gerekiyor. Bölgede yer alan kuşların başlıcaları akpelikan, küçük karabatak, flamingo, turna, dikkuyruk, kılıçgagası ve karasamur olarak sıralanıyor.
Bölgede terk edilen ve zamanla popülasyonu giderek artan yılkı atları da, fotoğrafçıların ilgi odağı olunca, bölgedeki köylüler tarafından, biraz acımasızca da olsa gelir kapısı haline dönüştürülmüş durumda. Fotoğrafçılar için kovboy kıyafeti giymiş köylüler tarafından ATV araçlarla sürekli koşturulan ve şaha kaldırılan atlar çok güzel fotoğraflar verse de, ne yazık ki fotoğrafçı etiğini ciddi biçimde sorgulatır boyuta gelmiş durumda.

Kapuzbaşı:
Gezide diğer bir uğrak noktamız ise Kapuzbaşı Şelaleleri. Kayseri’nin Yahyalı ilçesine bağlı Kapuzbaşı köyünde yer alan şelaleler Yahyalı’ya 55 km, Kayseri’ye ise 145 km mesafede bulunuyor. Aladağlar’ın kayalık gövdesinden fışkırarak dökülmesi nedeniyle kaynak şelaleler ismini alan şelaleler, yedi tanesinin bir arada olması nedeniyle de takım şelaleler olarak adlandırılıyorlar.

Kapuzbaşı’nda yer alan yedi şelalenin beş tanesi büyük ve yükseklikleri ise 30 ile 77 metre arasında. Yaklaşık 77 metreden dökülen şelale Türkiye’nin en yüksekten dökülen şelalesi olma özelliğini de taşıyor. Kapuzbaşı’nda kaynayan sular Zamantı ırmağına oradan da Seyhan nehrine karışıyorlar. 700 metre rakıma sahip Kapuzbaşı, yazın en sıcak günlerinde bile buz gibi sularıyla serinlik vaadediyor ve turistleri ağırlıyor.

Fotoğrafçılar için şelaleleri uzun pozlayarak tük etkisiyle çok güzel fotoğraflar yakalamak mümkün, ayrıca yedi şelale çok değişik açılardan pozlanabiliyor, arkalarında devasa kaya kütlesi, çevredeki ağaçlar ve taş değirmen de güçlü ön ve arka planlar. Ancak fotoğraf çekerken çok güçlü debileri nedeniyle makinaların ıslanmamalarına dikkat. Bölgede günübirlik ziyaretçiler için ise hem yürüyüş, hem de dinlenme ve yemek imkanları mevcut.
Aladağlar/ Emli Vadisi:
Gezinin katılımcılar açısından en zorlayıcı, ama bir o kadar da zevkli kısmı ise Aladağlar’da yapılan çadırlı kamp ve yıldız pozlama oldu. Fotoğraf grubunun yarıya yakın kısmının daha önce çadır tecrübesi olmaması işi daha da heyecanlı kılıyordu.
Bölgede edindiğimiz bilgiye göre, en yüksek zirvesi 3.767 metre ile Kızılkaya olan Aladağlar’da 3.500 metrenin üzerinde 50’den fazla doruk bulunuyor. Bir çok zirveye ulaşmak ya da kamp yapmak için ideal bölge olan Emli Vadisine çıkmak için Çamardı ilçesi Çukurbağ köyüne gitmek gerekiyor. 3-4 tane pansiyon ve hosteli de barındıran köye Sultansazlığı’ndan 60 km’lik bir yol ile ulaşılabiliyor, köyde ayrıca yemek yeme imkanı da bulunuyor.
Emli Vadisi girişinde yer alan Sarı Memedin Yurdu isimli kamp alanı ise köye yaklaşık olarak sekiz kilometre uzakta. Kamp alanına araçla çıkılabiliyor, daha yukarıdaki kamp alanlarına gitmek için ise 4×4 araçları ya da traktörleri tercih etmek ve sonrasında farklı mesafelerde yürüyüş yapmak gerekiyor.
Bölgeyi çok iyi bilen ve hakkında yazdığı bir de kitap bulunan, Atlas okurlarının çok iyi tanıdığı ünlü dağcı Tunç Fındık’ın İFSAK grubuna bölge hakkında verdiği bilgilerin ardından yürüyüşümüzün başladığı noktaya kadar traktörlerle çıktık. Oradan sonra ise çadır ve kamp malzemelerimizi katırlara yükleyerek, sadece fotoğraf malzemelerimizle Kocadölek kamp alanına ulaştık. Kamp alanına 500 metre mesafede gün batımını çekebileceğimiz çok uygun bir bölgede fotoğraf çektikten sonra çadırlarımızı kurup kampa yerleşme imkanı bulduk.

Sarı Memedin Yurdu ve sonrasında çıktığımız Kocadölek kamp alanı bölgesi yaz aylarında aynı zamanda oldukça keyifli bir yürüyüş rotası. Bölge dağ bisikleti, trekking, tırmanma gibi aktiviteleri yapan onlarca gezgin tarafından ziyaret ediliyor. Geceleri ise vadinin ortasında çepeçevre 3.500 metre zirvelere çevrili bir ortamda milyonlarca yıldız ve Samanyolu altında keyifli kamplar yapmak mümkün. Amacımız yıldız fotoğrafı da çekmek olduğu için ışık kirliliğinin son derece az olması ideal bir ortam oluşturuyor. Gün batımındaki bulutların dağılması ile birlikte hem samanyolu, hem de kutup yıldızı çevresinde dünyanın dönüş hareketinden kaynaklanan yıldız izleri fotoğrafları çekme imkanı buluyoruz. Sabah kahvaltısının ardından kamp sökülüyor ve İstanbul’a geri dönüş başlıyor.
Not: Bu yazı ilk olarak Haziran 2019’da Atlas Dergisi Tatil Özel sayısında yayınlanmıştır.
Eline sağlık Oğuz.
teşekkürler Ramiz abi