Yıldız İzi (Yıldız Döngüsü) Fotoğrafı Nasıl Çekilir?
Uzun pozlama yazı dizisinin 4. ve son bölümüne, yıldız izi fotoğrafı nasıl çekilir kısmına geldik. Çok eski çağlardan beri yıldızların hareketi ve gökyüzü merak ve gizem unsuru, tanrılara ve dinlere konu olmuş, bilimi şekillendirmiş bir olgu. Dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğü ispatlanınca, yıldızların gökyüzünde dairesel bir hareket yapmasına da açıklama getirilmiş ve dünyanın dönüş hareketi nedeniyle dünyanın konumuna göre sabit olan (astronomik hareketleri bir an için ihmal edelim) yıldızların bize dönüyormuş gibi gözüktükleri ortaya çıkmış. Bu dairesel hareketin merkezinde ise kutup yıldızı (Polaris) bulunuyor (burada da tam merkezde olmadığını söyleyebiliriz, ama onu da ihmal edelim). Bu hareket o kadar hızlı ki, özellikle dairenin merkezinden uzaklaştıkça yıldızlar 20-30 saniyelik fotoğraf çekimlerinde bile noktasal olmak yerine bir çizgi haline dönebiliyorlar. İşte bu hareketten faydalanarak gökyüzünü, tıpkı Van Gogh’un ‘Starry Night’ tablosunda olduğu gibi sürreel bir şekilde gösteren fotoğraflara yıldız izi fotoğrafları deniyor.
Yıldız izi fotoğraflarında yeryüzü sabit, gökyüzünde tercihen kutup yıldızı olmalı ve çekim süresi, tekli ya da çoklu olmak üzere, çizgisel hareketlerin bir daire algısı yaratabilecek şekilde ortaya çıkmasına yetecek kadar uzun olmalı. Tekli çekimle kastedilen, kameranın bir tripod üzerinde sabitlendiği ve yıldız izlerinin belirgin biçimde oluşmasına yetecek kadar süreyle bulb modunda deklanşörün açık bırakılması, takriben 45 dakikadan başlayan ve 6-7 saate kadar uzayabilecek bir süre. Özellikle film döneminde kullanılan bu yöntemde, makinaların çoğunlukla mekanik olması nedeniyle işler daha kolay gibi gözükse de, eğer kadrajınızda çok hafif de olsa ışıklı bir obje varsa, yıldız ışıklarını almaya yetecek sürelerde o ışıkların patlamalar yaratması ciddi ve çözülmesi kolay olmayan bir sorun olarak ortaya çıkmaktaydı. Dijital makinalarda da bu sorun devam etmekte olup, tamamen karanlık bir ortamda uzun süreli çekim yapıldığında bu sefer sensörün ısınmasından kaynaklanan noise (gren) sorunu ortaya çıkıyor. O nedenle dijital makinalar geliştikçe ve ISO hassasiyetleri ve performansları yükseldikçe çoklu pozlama denen yöntem kullanılarak sonradan işleme (editing) sürecinde yıldız izlerinden kaynaklanan farkları birleştiren yazılımlar tercih edilmeye ve aynı zamanda ışık patlamalarının da önüne geçilmeye başlandı. Bu yazıda günümüzde ağırlıklı kullanılan yöntem olan çoklu fotoğraf çekim yöntemiyle yıldız izi fotoğrafı nasıl çekilir ve nasıl işlenir onu anlatacağız.
Gerekli ekipmanlar
Her uzun pozlama yazısında belirttiğimiz gibi iyi ekipman avantaj yaratır, ancak her şey değildir, başlangıç seviyesi yeni nesil ekipmanlarla da çekim yapabilirsiniz.
- Kamera: ISOperformansı yüksek bir kamera, son yıllarda üretilen ve 3200- 6400 ISO bandına performanslı bir şekilde çıkabilen ve lensi değiştirilebilir bir fotoğraf makinası (aynasız-aynalı). Elbette daha eski makinalar ile de çekim mümkün, ancak ne kadar yıldızı belirgin bir şekilde pozlayabilirseniz, o kadar yıldız izi elde etmeniz mümkün.
- Lens: Geniş açı (full frame makinalarda 35 mm, kroplu makinalarda 24mm ve daha geniş) ve ışık geçirgenliği yüksek bir lens. Geniş açı şu nedenle önemli, kutup yıldızını kadraja almayı tercih edeceksiniz, bu sayede dünya ekseni çevresinde döndükçe sabit kalan bu yıldız çevresinde oluşacak daireler fotoğrafınızın çarpıcılığını oluşturacak. Aynı zamanda bir ön plan objesi de fotoğrafta yer alacağı için ikisini aynı anda kadraja sığdırmak kit lenslerle zor olabilir. Işık geçirgenliği konusuna gelirsek, diyafram değeri düşük olan lensler (f1.4-f4 arası değerler) ışığı çok geçirmesi nedeniyle tercih edilmelidir, ama değer düştükçe açıklık ve geçirgenlik artarken, fiyat da katlanarak artmaktadır. Zoom kit lenslerle de çekim mümkün, ancak geniş açı değerleri her zaman yeterli olmayabilir. Samanyolu fotoğrafına kıyasla diyaframın düşük olmasının önemi görece düşük diyebiliriz, çünkü amacımız yıldız izi çizmek olduğu için süre kısıtımız çok dramatik boyutta değil, sürenin önemi sensörün ısınması ve ısınmadan kaynaklı bir noise (gren) yaratmasıyla sınırlı.
- Tripod: Her uzun pozlama türünde olduğu gibi sağlam bir tripod. Burada tripod daha da önem kazanıyor, çünkü çekilen fotoğrafları bir araya getireceğiz, ve ardarda çekilen fotoğraflarda milimetrik bir oynama bile, fotoğrafların o oynamadan önceki ya da sonraki kısmının çöpe atılmasına yol açabilir, o da çizilen izin kısalmasına ve hatta çekilen fotoğrafların bir işe yaramamasına bile yol açabilir, samanyolu fotoğrafında nasıl her fotoğraf ayrı bir çekim ve kendi çekim süresi içerisinde değerlendiriliyorsa, yıldız izi çekiminde tüm süreçte kıpırdamaması önem kazanıyor. Gerekirse 2. el ve eski nesil bir tripod da tercih edebiliriz, ama sağlam ve en az 4-5 kg taşıma kapasitesi olması gerektiğini, hatta kapasitenin ne kadar yüksekse o kadar iyi olduğunu unutmamalıyız. Süreçte çıkabilecek rüzgarı vb. hesaba katmalıyız.
- Shutter kablosu: Eğer kameranızda aralıklı çekim yapmanızı sağlayan bir interval timer yoksa (daha çok üst segment makinalarda bulunur) o zaman programlanabilir bir kablolu kumandanız olması gerekir. Aralıklarla ve çok sayıda çekim yapacağınız için, programlanma özelliği olan bir shutter kablosu makinanın ayarlarını yapıp elle her çekim bitişinde basmanızı gerektirecektir ki, çok yorucu ve tripodun sallanması açısından da riskli bir iştir.
- Fener: Güçlü bir el feneri ve kafa feneri. El fenerini netlemede kullanacaksınız, kafa fenerini ise çekim ayarlarını yaparken. Kafa fenerinde kırmızı ışık mutlaka olsun, arkadaşınızın ya da kendi çekiminizi bozmamanız için, olabiliyorsa kırmızı ışık döngüyle değil ayrı bir düğmeyle yansın.
- Yardımcı Lamba: Samanyolu önünde kompozisyona dahil edeceğiniz objeyi aydınlatmak için sürekli ışık kaynağı, ışık şiddeti ayarlanabilen, önüne renk filtresi konabilen makul fiyatlı Çin malı led lambaları öneririm.
- Yedek piller ve hafıza kartı: Yarı dolu bir pille samanyolu çekimi yapabilirsiniz, mavi saat de çekebilirsiniz, ancak yıldız izi fotoğrafı çekerken en az 100 tane ve üzerinde fotoğraf çekmeniz gerekecek ve her biri uzun pozlama şeklinde olacaktır. Bir çok kameranın pilini, hatta gelişmiş DSLR’ları bile zorlayacak bir performans gerekecektir, bu nedenle dolu pil ve yedek piller mutlaka şart, aynasız kameraların pil performansları daha düşük olacağı için dolu pillerle başlansa bile çekim ortasında pil değiştirmek ve bunu titiz ve hızlıca yapmak gerekebilir. Aynı şekilde çok sayıda yüksek çözünürlüklü fotoğraf için hafıza kartınızın da boş ve yeterli kapasitede olması şart.
Ne zaman ve nerede çekilir?
Samanyolu’nun bulunduğumuz coğrafyada sadece bahar-yaz aylarında çekime uygun olmasının aksine yıldız izi fotoğrafının kesin bir mevsimi yok, ancak etkileyen en önemli iki önşart mevcut, gökyüzünün açık olması ve %25-30’dan fazla bir ayın parlamıyor olması. Mevsimi olmamasının nedeni ise, dünyanın ekseni doğrultusunda olan kutup yıldızı Polaris’in gökyüzünde (neredeyse) sabit ve sürekli gözüküyor olması, tarihin başlangıcından bu yana denizcilere ve seyyahlara yol gösterdiği gibi. Ay ışığının etkisi ise samanyolu çekerken olduğuna kıyasla daha sınırlı, görünen yıldız sayısını azaltması çizgi çizilmesine engel olmuyor. Yine de aysız ya da ışığın zayıf olduğu günler seçilmelidir. Işık kirliliğinin az olması fotoğrafta görülen dairesel çizgilerin sayısını ve belirginliğini artıran bir unsur olacaktır. Ancak büyük şehirler ve kasabaların göreceli olarak karanlık kesimlerinde, parklarda, yıldızların seçilebildiği her yerde yıldız izi çekimi yapılabilir. Yine de, genelde yıldız fotoğrafçılarının tercihi, samanyolu çekimine uygun yer ve zamanlarda (bkz. Ekim-Kasım sayısı Samanyolu yazısı) önce samanyolu fotoğraflarını çekmek, sonra açı ve kadraj değiştirerek ve makinayı ya da kablolu kumandayı programlayarak yıldız izi fotoğraflarını çekerken kahvesini içmek şeklinde oluyor.
Makina ayarları ne olmalı?
- Manuel mod: Kameranızı manuel moda alarak diyafram, enstantane ve ISO ayarlarını siz yapacaksınız, pozometrenin yıldız çekiminde işe yaramadığını unutmayın.
- Netlik: Oldukça önemli, gündüzden netliği yapıp sabit durabilirsiniz, ancak farklı kadrajlar mutlaka olacaktır. Güçlü spot el feneri netlemeye yarar, aksilik olursa cep telefonunuz ya da kafa fenerinizi objenin hemen önüne koyup oto fokus yapabilirsiniz. Diğer bir tercih de yıldızlara netlemek olabilir, kameranızın canlı görüntü (live view) modu ve %100 büyütmesi varsa, o takdirde yıldızların en küçük daire şeklinde göründüğü pozisyona kadar netlik halkasını ayarlayabilirsiniz.
- ISO: Makinanıza ve lensinize göre değişir, sorun yaratmayan gren seviyesi için hangi ISO’ya çıkabiliyorsanız o ISO ayarıyla başlamakta fayda var. Bunun da en az 1600 ISO olmasında fayda var, ancak 3200’de 2 kat, 6400 ISO’da ise 4 kat fazla pozlama değerlerine ulaşacağınızı bilmenizde fayda var.
- Diyafram: Diyaframa gelince, lensinizin en düşük diyafram değerini kullanabilirsiniz, alan derinliğine şu aşamada çok fazla takılmayın, ışık toplamak daha önemli. Ancak bu önem, samanyolu fotoğrafındaki gibi kadar değil, onu belirtmekte fayda var. Alan derinliği sorununu ise, ya kompozisyonda ön plan objesine en az 20-25 metre uzaklıkta konumlanıp ona netleyerek, ya da yine bu uzaklıktaki ana objeye değil de, yıldızlara netleyerek kısmen de olsa çözebilirsiniz, eğer ön plan objesi daha yakınsa netlik / alan derinliği sıkıntıları olacaktır. Eğer lensinizin diyaframı 1.4, 1.8, 2.0 gibi değerlerde ise ve en açık diyaframda keskinlik kaybı, köşe kararması (vignet), koma (kenarlarda yıldızları çizgi haline getiren optik kusur) gibi sorunlarınız oluşmasından endişe ediyorsanız, seri çekime başlamadan bir ya da iki stop kısarak denemeler yapmanızda fayda var. Unutmayın her lens-makina kombinasyonu farklı sonuçlar verecektir. O yüzden ne kadar fazla pozlama kombinasyonu denerseniz, bilgisayar başına oturduğunuzda ‘Keşke’ deme olasılığınız o kadar azalır.
- Enstantane: Enstantane samanyolu fotoğrafındaki kadar önemli değil. Samanyolu fotoğraflarında yıldızların çizgi çizmesini önlemeye çalışırken buradaki nihai amaç bu. Ancak onun da bir sınırı var, kameranızın uzun pozlamada yaratacağı ‘noise’ (gren) sorunu. Bu nedenle ben optimum süre olarak, çektiğiniz bölgede herhangi bir ışık kaynağı ve/veya ışık kirliliği mevcutsa onun patlama yaratmayacağı, tercihen 20-30 saniye arası bir süre seçiyorum.
- Timer/Kablo: İleri düzey kamera menülerinde ‘Interval Timer’ (programlanabilir ve aralıklı çekim yapan zamanlayıcı) bulunuyor. Bu varsa kaç adet fotoğrafı, kaçar saniye aralıklarla çekeceğinizi, ne zaman başlayacağınızı programlayabiliyor ve sonra çekimin bitmesini bekliyorsunuz, ara ara nem ve stabilite kontrolü yapmak şartıyla. Eğer yoksa o zaman programlanabilir bir shutter kablosu ile aynı programlamayı yapmanız mümkün.
- LENR: Samanyolu fotoğrafları aksine, her çekilen fotoğraf ardından diğerini çekeceğimiz için uzun pozlama kumlanma gidericiyi (LENR) mutlaka KAPATIN. Aksi takdirde yıldız izleri kesikli çizgiler halinde olacaktır.
- Titreşim Engelleyici: Tripod’a makinayı bağladığınızda lens üzerindeki ya da kamerada mevcut titreşim engelleyiciyi kapatmanızda fayda var. Modern makinalar tripod üzerinde olduğunu algılayan sensörlere sahip olsalar da.
- Diğer ayarlar: Çekiminizi mutlak RAW formatta yapın, çekim sonrası işlerken toleransınız yüksek olacaktır. RAW çektiğiniz içi WB önemli değil ama ekrandan görmek için Auto modunda bırakabilirsiniz.
Kutup yıldızı Polaris’i bulmak ve kompozisyon:
Polaris, yani kutup yıldızı kompozisyonda önemli bir yere sahip olacak, kadrajın içerisinde yer alması dairelerin gözükmesi için önemli. Artistik tercihlerle dışarıda bırakmak da tercih edilebilir. Gökyüzüne aşina biri için Polaris’i bulmak aslında oldukça kolay, en kolay görünen takımyıldızlardan birisi olan Büyük Ayı takımyıldızını ve çizdiği şekil olan köşeli bir kepçeyi görürseniz, kepçenin uç kısmındaki iki yıldızın oluşturduğu çizgiyi ve aralarındaki mesafeyi kullanarak Polaris’i bulabilirsiniz. Kutup yıldızı Polaris, bu ikilinin yer aldığı doğrultuda, ikilinin arasındaki mesafenin yaklaşık beş kat ilerisinde yer alır.Tabii teknolojiyi kullanacağım diyorsanız, Photopills, Star Walk vb bir sürü uygulama size telefonunuzu gökyüzüne tutuğunuzda kutup yıldızını gösteriyor. En kötü ihtimalle bir pusula da yön olarak size yardımcı olacaktır.
Çekim saati: Samanyolu’nun görünme saati ile ilk yıldızların veya görünme saatleri arasında fark var. Samanyolu için tamamen siyaha dönen ve gökyüzünde herhangi bir mavi ışımanın kalmadığı saatlerin beklenmesi gerekirken, mavi saatin sonlarına doğru yıldızları ve bazı gezegenleri gözle görmek mümkün. İşte bu saatler yıldız izi çekimleri için ideal başlangıç saatleri olabilir, çünkü gökyüzüne hakim olan mavi renk, sizin baz fotoğrafınızda da olacağı için siyah bir gökyüzünden daha hoş bir etki yaratacaktır. Bunun ikinci bir avantajı da baz fotoğrafınızda daha düşük ISO ile daha az grenli bir fotoğraf elde etme imkanıdır. Ancak şunu da unutmamalı, bu durumda (ISO’yu farklı kullanıyorsak) seri çekime geçmeden önce normal çekim ayarlarımıza geri dönmeyi atlamamamız gerekiyor.
Fotoğrafları işlemek
Yıldız izi fotoğrafçılığının, samanyolu fotoğrafında olduğu gibi olmazsa olmazı çekilen fotoğrafın iyi işlenmesidir, ancak samanyolu fotoğrafını işlemekten daha farklı yöntemler söz konusudur, çünkü yüzden fazla fotoğrafı sadece işlemek deil, birleştirmek de gerekir. Photoshop’ta her fotoğrafı bir layer olarak kabul ederek bunları birleştirmek ayrı bir yöntem iken, oldukça büyük dosyalar ve hafızalar gerekli olabiliyor, o nedenle benim tavsiyem, ücretsiz olan ve son derece iyi çalışan StarStax veya Startrails programlarını kullanmanız. Bu programları kullanmadan önceki basit iş akışınından bahsetmek gerekirse:
- Öncelikle RAW fotoğrafların olduğu klasörden yıldız izi fotoğraflarının tümünü ayrı bir klasöre kaydedin.
- Bridge programında bu klasördeki tüm fotoğrafları seçerek Camera RAW ile açın.
- Eğer fotoğraftaki tonlar ve renkler aynı standartta ise (eğer mavi saatte başladıysanız durum bu olmayacaktır) ilk fotoğrafı keskinlik, noise azaltma, kontrast, saturasyon, ışık, clarity vb. ayarları kendi tercihinize göre yapın, abartılı edit’ten kaçının. İlk birkaç fotoğraf mavi saatte ise, o fotoğrafları ayrıca işleyin ve tonların birbirine benzer olduğu fotoğrafı bahsettiğimiz şekilde işledikten sonra, tüm fotoğrafları seçerek, aynı edit işlemlerini ona da uygulayın.
- Çekim saatler sürebleceğinden bu sürede oluşmuş, araç farları, el feneriyle ışıklandırma vb. istenmeyen ışıkların olduğu fotoğraflarda ilgili bölgeleri tamamen karartabilirsiniz, gökyüzünde olmadığı sürece yıldız izine etkisi olmayacaktır.
- Sonra tüm fotoğrafları yüksek kalite jpeg olarak faklı bir klasöre kaydedin.
- StarStax ya da Startrail, iki programda aynı mantıkta çalıştığından o programlarda ilgili klasörü açarak fotoğrafları yükleyin.
- Sonra birleştir diyin, yıldız izi gözlerinizin önünde birkaç dakikada oluşacaktır. Bu iki programın da mantığı, sadece ışıklardaki farklılıkları (yıldızların yer değiştirmesini) üstüste kaydettiğinden, yeryüzü pozlaması ve çekimi sabit kalacak, hareket eden (bize öyle gözüken) yıldızlar ise iz şeklinde çıkacaktır.
- Oluşan dosyayı TIFF formatta kaydederek tekrar photoshop’ta açın ve son editleri gerçekleştirin.
- Bonus ipucu, iki programla da yıldız izlerinin oluşurken ya da hareket halinde bir timelapse video olarak da, tek fotoğrafın yanısıra kaydedebilirsiniz.
- Bazı makinalarda bu birleştirme işlemi makine içerisinde yapılarak yıldız izleri fotoğrafını oluşurken eş anlı gözlemlemek mümkün oluyor.
Diğer önemli konular
- Nem: Çekim esnasında deniz kıyısındaysanız ya da hava nemli ise bu nem makinanızın lensinde buğu olarak yoğuşacaktır, bu da çekim kalitesini oldukça düşürür ve buğulu fotoğraflarla çekiminizi işe yaramaz hale getirebilir, bu nedenle belli aralıklarla lensinizin ön elemanını kontrol etmeniz ve gerekirse silmeniz faydalı olacaktır. Üç şeye dikkat etmelisiniz, silme işlemini tek bir çekime denk getirecek şekilde yaparsanız sadece 1 fotoğrafınız kulanılmaz hale gelir, ikinci olarak lensin netlik halkasına dokunmamanız gerekir, ve son olarak da tripodu ve kamerayı yerinden oynatmamanız gerekir, tripodun sağlamlığı burada çok önem kazanır.
- Keşif ve kompozisyon: Önceden bilgisayar ve cep telefonuyla planlama yapsanız da bununla yetinmeyin, çekim yapacağınız bölgeye hava kararmadan birkaç saat önce gidip mutlaka keşif yapın, kadrajlarınızı belirleyin. Kompozisyon öğesi olarak kullanacağınız objeyi, photopills gibi uygulamalarla samanyolu önünde konumlandırın ve plana uyun. Objenizi arka planda dağ, tepe vs varsa onun üzerine değil, gökyüzü üzerine düşürmeye çalışın. Eğer olmuyorsa sabit led ışıklarla düşük seviyeli aydınlatma iş görecektir, ancak bunu sadece ilk fotoğraf için yapmanız yeterli olacaktır.
- Kıyafet ve Güvenlik: Doğada ve özellikle yüksek rakımda iseniz yazın bile olsa soğuk havaya karşı önlem almanızda fayda var. Birkaç kat giysi gündüz terlemekten, gece de üşümekten koruyacaktır. Öte yandan ışık kirliliğinden, yerleşim birimlerinden ve insanlardan uzaklaşmanız gerekiyor ve genelde ıssız bir yerde çekim yapıyorsunuz, mutlaka hem yaban hayvanları, hem de ıssız bir yerde başınıza gelebilecek olan tehlikeleri bilerek temkinli davranmalısınız. Yaban hayvanları genelde sizden ürker ve yaklaşmazken, tripodunuz ilgilerini çekebilir. Koyun otlatılan bir yerdeyseniz çoban köpekleri ile karşılaşabilirsiniz. Özel spreyler ya da çıkan sesini korkutma amaçlı kullanabileceğiniz şok cihazları kullananlar var. Ben şimdiye kadar hiç kullanmadım, ancak özellikle tek kişiyken ilk gittiğim yerde özellikle ses çıkarmayı tercih ediyorum. Cep telefonunun çekmeme ihtimaline karşı, mutlaka bulunduğum yerin offline haritasını yüklemeye çalışıyorum, ayrıca cep telefonu halen çekerken ailenize ve yakın bir arkadaşınıza da konum atmanızda fayda var. Çok abartmamak kaydıyla temkinli olmanın hiçbir zararı olmaz.
Not: Bu yazı Aralık 2020’de Fotoğraf Dergisi’nde yayınlanmıştır.
Bize Ulaşın