Carettaların Haykırışı

/

Su kaplumbağası olarak da adlandırılan carettalar, denizde yaşarlar ve sadece yumurtlama döneminde karaya çıkarlar. Atlantik, Pasifik ve Hint okyanuslarının ılıman sularında bulunan carettalar, ülkemizde en çok Akdeniz sahillerine yayılmıştır. Başlıca yumurtlama sahilleri: Adana’nın Yumurtalık ilçesi ve Belek, Gazipaşa, Anamur, Fethiye, Dalaman, Köyceğiz’dir.

Her dişi, yumurtlama dönemi boyunca iki kez ve sadece geceleri yuva yapar. Dişiler yuva yapma döneminde dış uyarılara karşı oldukça hassas olup, ses ve ışık olumsuz faktörlerin başında gelmektedir. Olumsuz etkenler yuva yapmadan denize dönmelerine neden olabilmektedir. Carettalar yumurtadan geceleri çıktığı için, yumurtadan yeni çıkan yavrular yönlerini ufuk aydınlığından faydalanarak bulurlar; suni aydınlatmalar yönlerini şaşırmalarına yol açtığı için denize ulaşamadan su kaybı, güneş veya başka hayvanların saldırısı sonucu ölürler.

Carettalar, derin sularda yüzeyde, sığ sularda ise dibe yakın yerlerde uyurlar. Yumurtalarını gelgit zamanlarında bırakırlar, kuluçka süresi 45 ile 65 gün arasında değişir fakat kumun sıcaklığı bu süreyi etkiler. Araştırmalar sonucunda serin kumlarda erkek, sıcak kumlarda dişi yavruların olduğu görülmüştür.

Carettaların çiftleşmeleri, yuva yapmaları, ekosisteme katkıları, küresel ısınmadan ve insan varlığından nasıl etkilendikleri hakkında pek fazla şey bilmiyoruz aslında. Başlıca besin kaynakları olan deniz çayırları ve denizanalarının popülasyonunun dengesini koruyarak tabiri caizse denizlerin “nefes almasını” sağlıyorlar.

İnsanların yaşam ve yerleşme biçimleri yüzünden ve ışık kirliliği nedeniyle bugün carettaların sayıları giderek azalmaktadır. Onlar 100 milyon yıldan daha uzun bir süredir “denizlerin yorgun dinazorları” olarak yaşam mücadelesi veriyorlar.

Türkiye’de Akdeniz kumsallarında yaşayan deniz kaplumbağalarının üreme, yaşam ve yaşam mücadelelerini fotoğraflayan belgesel fotoğrafçı Sercan İngilok, carettalar ile ilgili çalışmasıyla belgeselin en büyük ayağını Mersin’de gerçekleştirmiştir.

Sercan İngilok’un bu çalışmasında fotoğrafladığı bölgelerde; bazı kamu kurum ve kuruluşlarının piknik alanları yaptığı, iş makineleri ile güzel kumsallara girip, yüzlerce kamyon kırmızı toprağı döktüğü ve diğer parklardan söktükleri koca koca ağaçları buralara dikildiğini görebiliriz.
Neredeyse 100 milyon yıldır var oldukları düşünülen carettalar insanların doğal dengeyi bozan davranışları nedeniyle soyları tükenme riski altındadır. Bu nedenlerden dolayı, carettaların koruma altına alınmaya ihtiyaçları vardır.

Siz de onların hayatında bir fark yaratmak, üremelerine, yaşam mücadelelerine, korunmalarına ve tedavi edilmelerine destek olmak bir nebze olsun sessiz çığlıklarına kulak vermek ister misiniz!

Ali Rıza DEMİR (MFIAP)
Proje Danışmanı

Editör notu: Aşağıdaki bağlantıya tıklayarak Carettaların Haykırışı belgeselini seyredebilirsiniz. Belgeseli tam ekran seyretmek için sağ alttaki ikona tıklamayı unutmayın, iyi seyirler.

Sercan İngilok hakkında;

1982 yılında Mersin’de doğdu. Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. Elektrikli ev aletleri sektöründe faaliyet gösteriyor. Küçük yaşlarından itibaren sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerinde fotoğraflar çekti. Çevre, doğa, bisiklet ve toplumsal olayları fotoğraf ile belgelemeye çalışıyor. Engelsiz Yürekler ve Turgutreis’ten İnsan Hikayeleri konulu kolektif çalışmalarının sonrasında kişisel projelere yöneldi. Büyükeceli ve Pedal Döner’in ardından 5. belgesel projesi olan Carettaların Haykırışı ile üretmeye ve günümüz tüketim toplumunda, görülmeyeni görünür kılmak için belgesel fotoğraflar çekmeye devam ediyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Son yazılar: Belgesel Sinema

Ünlü Var Mı?

Çağımız bir anlamda ünlü peşinde koşma, ya da ünlü olma çağı. Mütevaziliğin kırıntılarının olduğu bir çağ.…

14. Yılında Documentarist

Documentarist İstanbul Belgesel Günleri, programındaki nitelikli belgesellerle yeniden salonlarda izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. 6-11 Temmuz arasında Fransız…