Fotoğraf: ©Paul Strand / Georges Braque / 1957

Çok Gözlü Adam

//

Akan günler, sanayi devriminden iletişim çağına, bilimden sanata kadar farklı çizgiler üzerinden yaşamımızın değerlerini belirlemeye ve bizlere yeni bakış açıları sunmaya devam ediyor. Bizim adımıza yerleştirilen gözlerle olmadığımız yerde oluyor, gidemediğimiz yerlerden haber alıyoruz. Savaşlar naklen, goller anında, aşklar az sonra, borsa hemen ve sanat uydu üzerinden biraz gecikmeli… Yaşam gizini yitiriyor mu, ne…

Karşımızda duran eski fotoğraf ise yıllardır, ağaçların arasından süzülen gölgeli bir ışıkla yıkanmayı sürdürüyor. Fotoğrafta, bir eli kapıda, diğeri belinde, biraz yorgunca atölyesinin kapısında duran ressam görülüyor. Bu fotoğrafı altyazısı ve nesnel bilgileriyle birlikte okuduğumuzda, o ressamın, kübizmin gerçek ve sadık babası Georges Braque olduğunu anlıyoruz: Hani o, resimlerini çizgilere ve geometrik alanlara bölmüş nesneler dünyasının soylu efendisi Braque’a… Aslında kübizmin iki ünlü babası vardır ve diğeri, yalnızca bir kısmıyla kübist olan Picasso’dur.

Çok bakışlı adam Braque, izlenimciliğin patladığı Le Havre’da doğup büyüdü. Aile mesleği olan boya-badana işiyle hem yaşam hem de varoluş mücadelesine başladı. Sonradan nesneleri yorumlamasında yararı olduğunu söylediği dekoratörlük mesleğini de icra etti. Boks yaptı, flüt çaldı ve dünyayı birden fazla açıdan kavramaya çalıştı. Belki de boyadığı duvarların köşelerini dönerken kübist söylemini buldu. Bu arada Le Havre Güzel Sanatlar Akademisi’in akşam bölümüne, ardından da Paris Güzel Sanatlar Yüksekokulu’na devam etti. Louvre Müzesi’ni ikinci evi yaptı ve yıllar sonra (1961) bu müze, vefa borcunu yaşayan bir sanatçının yapıtlarına ilk kez ev sahipliği yaparak ödedi.

Fovistlerin 1905’te açtığı sergiye hayran oldu ve yeni resimler üretti. Picasso’nun Avignonlu Kızlar’ını bitirdiği günlerde, onun ile olan dostluğu başladı. Picasso ve Braque, bazen kendilerinin, bazen de birbirlerinin atölyelerinde kübist resim denemeleri yaptılar. Yeni bir şey bulduklarının farkındaydılar. Gerçekten de 20.yüzyılın en fazla benimsenen akımlarının başında geldi Kübizm.

Kübizm kavramından ilk kez, ünlü koleksiyoncu ve galeri sahibi Kahnweiler’in sergi salonunda açtığı sergi sırasında Braque’ın yapıtlarındaki kübik formlardan dolayı bir eleştirmen tarafından söz edildi. Farklı bakış açıları, renkler ve çizgilerdeki kırıklarla biçim buldu kübist söylem. Evler, müzik aletleri, meyve tabakları, portreler manzaralar; her şey farklı bir evren tasarımının içinde yer almaya başladı.

Ünlü fotoğrafçı Paul Strand’ın bu fotoğrafında; yakasına kadar düğmeleri kapalı gömleği üzerinde, ışığı sakin devinimlerle bir resminin nesnesi gibi kıran ceketi ve fotoğrafa neredeyse bir “punctum” olacak kadar derinlik katan şalıyla zamana göz kırpmaktadır Georges Braque. Oysa kader birliği yaptığı Picasso ise bir zamanlar kübist olduğu halde, esmer tenini göstermek için giydiği gömleklerinin düğmelerini asla iliklemezdi.

Amerika’nın en önemli fotoğrafçılarından biri olan Strand, doğayı ve isimsiz insanları çekerken, sanatçıları saptamayı da ihmal etmedi. Yaşamının son 25 yılını geçirdiği Paris’te sanat çevrelerinde de bulunarak fotoğraflar çekti. Bu tarihi fotoğrafta da Braque, 75 yaşının tüm tecrübesiyle yarı gölgeli bir bakış fırlatmaktadır tarihe.

Ve Braque, izin isteyip gittiğinde bu dünyadan, bir nesneye aynı anda bakan, ikiden fazla göz bıraktı bizlere. Evet, fizik kurallarına göre birden fazla yerde aynı anda olamıyorduk. Resim sanatında ise, birkaç santim sağda, ya da birkaç adım ötede, kuralları unutarak her şeyi ters yüz etmek mümkünmüş. Bunu bize, Strand’ın fotoğrafında, ancak yarısı sol alt köşeden çerçeveye sığabilen bir yengeç bulunduğu açıdan fısıldadı. Bizler de sorgusuz kabul ettik.

Ve artık itiraf ediyoruz ki; bir zamanlar kırık kalplerimiz, bölünmüş ülkelerimiz, yarım aşklarımız ve şizofreni teşhisi konmuş yorgun ruhlarımızla biraz kübisttik ve üzerine başka alemleri yansıttığımız bu dünyayı paramparça görürdük: Görmüştük!

Fotoğraf: ©Paul Strand / Georges Braque / 1957

1963 yılında İstanbul’da doğdu. M.S.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Ana Sanat Dalı’nı (Lisans) 1985, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Fotoğraf Ana Sanat Dalı’nı (Yüksek Lisans) 2001 yılında bitirdi.

Farklı konularda yayınlanmış 15 kitabı bulunan Merih Akoğul, Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde 30’un üzerinde fotoğraf sergisi açtı, grup sergilerine katıldı. Fotoğraf sanatı ve kuramı konularında çalışmalar yaptı. Seminer, sempozyum ve açıkoturumlara katıldı, bildiriler sundu, paneller yönetti, seçici kurullarda yer aldı. Reklam sektöründe yazar olarak çalıştı. Çeşitli özel kurumlarda eğitmenlik, özel radyolarda kültür ve sanat programları, televizyon programlarında sanat danışmanlığı yaptı.

Edebiyat, fotoğraf kuramı, plastik sanatlar ve müzik üzerine yazıları ve eleştirileri birçok gazete ve dergide yayınlanan Merih Akoğul, 2003 yılının yaz döneminde Avusturya Başkanlık Sanat Dairesi tarafından verilen bursla çalışmalarını Viyana’da sürdürdü. Çeşitli müze ve özel koleksiyonlarda yapıtları bulunan Akoğul, 27 yıldır Türkiye’nin önemli üniversitelerinde (Marmara Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi) fotoğraf dersleri vermiştir.

İstanbul Modern Müzesi Fotoğraf Bölümü Danışma Kurulu üyesi olan Merih Akoğul, aynı zamanda da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde eğitmenliğini sürdürüyor. 2010 yılından 2021yılına kadar Eczacıbaşı Fotoğraf Sanatçıları Dizisi kitaplarının editörlüğünü yaptı. İFSAK Blog ve Gezgin Foto dergisinde köşe yazarlığını sürdürüyor.

Seçilmiş Kişisel Sergiler

2022 “Caz Zamanı” Avusturya Kültür Ofisi, İstanbul
2016 “Montreal’de Bir Mevsim, Galeri Işık
2013 “Tenha Vakitler”, ArtGalerim Nişantaşı, İstanbul
2011 “Kayıp Ruhlar”, ArtGalerim Nişantaşı, İstanbul
2010 “İç İçe İstanbul”, Fototrek, İstanbul
2008 “Standards”, PG Art Gallery, İstanbul
2007 “Sanki”, Leica Gallery, İstanbul
2006 “Geçen Yaz Viyana’da”, Palais Porcia Kunst Raum, Viyana
“Siyah Beyaz Afyonkarahisar”, Fevzi Çakmak Sanat Galerisi, Afyonkarahisar
“Avusturya 2006”, Avusturya Kültür Ofisi, İstanbul
2005 “Bit-ki”, PG Art Gallery, İstanbul
“Yolda”, Avusturya Kültür Ofisi, İstanbul
2004 “Otuz Kuş”, PG Art Gallery, İstanbul
“Geçen Yaz Viyana’da”, Fotografevi, İstanbul
2003 “Güzergâh: Edebiyat”, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, İstanbul
2002 “Başarmak”, Fotografevi, İstanbul
2001 “Klasikler/Neo-klasikler”, Fotoğrafevi, İstanbul
“Aşkküre”, Bedri Rahmi Eyüboğlu Sanat Galerisi, İstanbul
1999 “Bronz Askerler”, Fotografevi, İstanbul
1998 “Dönüşümler”, Art Shop, İzmir
“Filim”, İMKB Sanat Galerisi, İstanbul

Yayınlar

2021 “Ağustos” (şiir)
2016 “Montreal’de Bir Mevsim (fotoğraf)
2014 “Gece / Şarkılar” (şiir)
2007 “Sanki” (fotoğraf)
2006 “Siyah Beyaz Afyonkarahisar” (fotoğraf)
2005 “Türk Fotografçıları Kütüphanesi 22/Merih Akoğul” (fotoğraf)
“Bit-ki” (fotoğraf)
“İkizim Söyledi Ben Yazdım” (deneme)
“Saklı Günlükler” (çocuk edebiyatı)
2004 “Geçen Yaz Viyana’da” (fotoğraf)
2002 “Başarmak” (fotoğraf)
2001 “Klasikler/Neo-Klasikler” (fotoğraf)
1999 “Klasikler” (fotoğraf)
1995 “Kuğunun Ölümü” (şiir)
1992 “Son Dokunuş” (şiir)

Küratörlükler

2019 “Yolda” (Türkiye’de Gruplar), Fransız Kültür Merkezi, İstanbul
2019 “Fotoğrafın Doğası”, Artweeks Akaretler, Akaretler No:45, İstanbul
2018 “Yıldız Moran: Bir Dağ Masalı”, İstanbul Modern, İstanbul
2017 “Beni Bul” / Otoportreye Çağdaş Dokunuşlar, Akbank Sanat, İstanbul
2016 “Poz”, PG Art Gallery, İstanbul
2016 “İnsan İnsanı Çekermiş”, İstanbul Modern, İstanbul
2013 “Bir Zamanlar”, Fotografevi, İstanbul
2012 “Mekânın Doğası”, Hilpark Suites İstinye, İstanbul
2012 2. Bursa Fotofest / Uluslararası Bursa Fotoğraf Festivali
“İnsanlığın İzleri” (Sanat yönetmeni, şef küratör)
2012 “Gidilmemiş Zamanlar”, Hilpark Suites İstinye, İstanbul
2011 1. Bursa Fotofest / Uluslararası Bursa Fotoğraf Festivali
“Karşılaşmalar” (Sanat yönetmeni ve şef küratör)

Eczacıbaşı Fotoğraf Sanatçıları Dizisi (Editörlük)

2021 Yusuf Tuvi
2020 Lütfi Özkök
2019 İbrahim Zaman
2018 Ergun Çağatay
2017 Yıldız Moran
2016 Ersin Alok
2015 İzzet Keribar
2014 Sabit Kalfagil
2013 Sami Güner
2012 Ozan Sağdıç
2010 Şakir Eczacıbaşı

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Son yazılar: Fotoğraf

Foto Ütopya

Zaman, su gibi akıp geçer. Su ise zamansız yolcu; akar, gider. Önüne çıkan engelin yanından yöresinden…

Neden Fotoğraf Çekiyoruz?

Başlıktaki soruya psikoloji perspektifiyle bakıldığında akla birden fazla yanıt geliyor. İlk ve en basit yanıt Freudçu…

Beklerken

Yeryüzünün Gizli Görüntüleri Fotoğraf ve caz müziği birbirine çok benzer. Fotoğrafın da caz gibi türleri, icra…

Foto Sürreal

Fotograf ortamında bir süredir sürreal fotograf başlıklı seminer, atölye, sergi, gösteri gibi etkinlikler göze çarpıyor. Geleneksel/Modern…

Kendim Olmayı Seçtim

Güvenli ve korunaklı hissettiğimiz evimiz, hareket alanlarını daraltırken, özgürlüklerimizi sınırlar mı? Toplumun koyduğu görünmez duvarların ilk…

Yapay Zekâ ve Fotoğraf

Analog fotoğrafçılık yerini dijital teknolojilere terk ederken çoğumuz büyük bir devrime şahitlik ettiğimizi düşündük. Oysa filmli…

Nepal, Mumbai (Yaz 2024)

Bölüm 12, Umman, Maskat 10 Temmuz 2024 – Çarşamba Kurduğumuz saatte, sabaha karşı saat altıda uyanıyoruz.…

Büyükanne Orada mısın…

Bir ressam düşünün ki, bilinen tüm fotoğrafları yaşlılık dönemine ait olsun ve yaşadığımız dünya onu “Büyükanne”…