Sanat tarihinde, ressamların boyalarını kendi elleriyle ürettiklerini biliyoruz; fakat o dönemde herkesin gerçekten usta bir ressam olduğunu söylemek mümkün müydü? Şayet aynı eser bugün bir sanatçı tarafından yaratılsaydı, sizce aynı değeri taşır mıydı? Belki de değişen sadece dönem değil, sanatın kendisiydi. Bana göre, teknolojik gelişmelerle birlikte erişim kolaylaştıkça ve icra daha basit hale geldikçe, sanat dalı aslında gelişmesi gereken bir alandan geriye doğru kayıyormuş gibi görünüyor.
Rönesans döneminde yaratılan resimlerin ne kadarının gerçekten değerli sanat eserleri olduğunu tahmin etmek zor olsa da, şunun farkındayız ki, şu an üretilen resimlerin bu seçkin dönemle kıyaslandığında sanat dünyasında sadece küçük bir diliminde değerli bir yer bulduğu bir gerçek.
Bu paradoksu sadece resim sanatıyla sınırlamak yanıltıcı olurdu; aynı durumu müzik, fotoğrafçılık ve hareketli görüntü (sinema ve video) alanlarında da gözlemlemek mümkün. Fotoğraf makinelerine daha kolay erişim, toplumun fotoğrafçılığa olan ilgisini artırmış ve birçok kişiyi bu alanda etkin olmaya yöneltmiştir. Ancak bu popülerlik, yaratıcı fotoğrafçılığın önündeki engelleri artırmıştır. Artık sadece iyi bir fotoğraf çekmek yeterli değil; bir fotoğrafın gerçekten öne çıkabilmesi için yaratıcılığın ve özgünlüğün sınırlarını zorlamak gerekiyor.
Fotoğrafçılıkta yaratıcı olmanın zorluğu, yaratıcılık çıtasının yükselmesiyle doğrudan ilişkilidir. Daha önce benzersiz kabul edilen kareler, şimdi daha geniş bir kitle tarafından yakalanabilir sonuçlar haline gelmiştir. Bu, herkesin daha önce denenmemiş, çığır açan ve özgün fotoğraflar üretmek için daha fazla çaba harcaması gerektiği anlamına gelir. 2000’lerin başlarında fotoğrafa adım attığım dönemde, dijital makinelerin yükselişi sırasında, örneğin bazı hayvan fotoğrafları çekmek artık benim gözümde bile değer kaybediyordu. Şimdi herhangi bir açıdan veya seviyeden bir kedi fotoğrafı çekmek zorlaştı. 1970’lerde günde 30 milyon fotoğraf üretilirken, 2011’de bu sayı 1 milyarı aşmış ve şu an için kesin bir sayı vermek zor olsa da günde 5-6 milyar fotoğraf çekildiği söyleniyor.
Bu gelişim ve gerileme, video üretiminde de kendini gösteriyor. Eskiden sadece belirli bir zümrenin özel ekipmanlarla gerçekleştirebildiği sinema, artık daha fazla insan tarafından erişilebilir hale gelmiştir. Birileri telefonlarıyla sinema filmi çekebiliyor, kameralar artık önce algılayamadığı ayrıntıları görebiliyor ve ışık miktarlarını yakalayabiliyorlar. Bir zamanlar iki kamyon ışık ve büyük ekiplerle çekilen gece sahneleri, şimdi 10 kişiyle bile çekilebiliyor. Belki Hollywood standartlarını her zaman karşılayamayabilir, ancak bu makas giderek daraldı. Böylece, ekipmana ve ekibe erişimin zor olduğu bir bahane olmaktan çıkmıştır.
Sonuç olarak, günümüzde sanat icra etmek daha kolay hale gelmiştir. Kırtasiyeden boya alıp resim yapabilirsiniz, gitar alıp müzik yapabilirsiniz, dijital fotoğraf makinesiyle fotoğraf veya video çekebilirsiniz. Ancak kendinize gerçek bir sanatçı unvanı kazandırmak artık daha zor bir hal almıştır. Çünkü şimdi, bu araçları kullanırken sadece “yapabilirim” demek yerine “farklı ve özgün bir şeyler yapabilirim” demeniz gerekmektedir. Teknoloji sayesinde kolaylaşan bu araçlar, bir şeyler üretmeyi daha zor hale getiriyor gibi görünmektedir.
Bize Ulaşın