Umut geçiciliğin güzelliğindedir.
Güzelliği içinde saklı. Hayatın geçiciliğinde, değişimin sürekliliğinde.
Fotoğraf geçiciliğin güzelliğini kaydeder, yeniden inşa eder; geçiciliğin güzelliğini kalıcı kılar.
Fotoğraf türleri üzerine, dikkate aldığınız değişkene göre birçok farklı sınıflandırma yapılabilir. Ancak, sanırım herhangi bir fotoğrafı, bir uçta belgesel fotoğraf ile diğer uçta yaratıcı ya da gerçeküstü (sürreal) fotoğraf arasındaki geniş yelpazede konumlandırmak mümkün.

Hiç kuşkusuz, bu belgesel fotoğrafın yaratıcı özellikler taşımayacağı, ya da yaratıcı fotoğrafın belgesel özellikler barındırmayacağı anlamına gelmiyor. Fotoğrafa dair böylesi bir konumlandırma, önümüzdeki yapıtı daha iyi anlamaya yönelik kavramsal bir sınıflandırma çabası. Öte yandan, bu konumlandırma, fotoğrafın tarzı, stili açısından böyle. Fotoğrafın içeriği, anlam yükü açısından ise insana ait her türlü düşünce ve duyguyu harekete geçiren farklı içeriklerden söz etmek mümkün.

Evet, yelpazenin bir ucunda, belgesel fotoğraf kaydeder; fotoğrafçının katkısını en aza indirgeyerek, dış dünyanın gerçekliğini kaydeder. Tabii ki, fotoğrafçının teknik becerileri yanında, tercihleri, dünya görüşü, estetik beğenileri, öznel dünyası ortaya çıkacak ürünü etkileyecektir. Ama burada, bu etkinin en az düzeyde tutularak kaydedilenin gerçekliğinin ön plana çıkartılması söz konusu. Vurgulanan dış gerçekliğin nesnelliğidir.
Diğer uçta ise, dış gerçekliğin, fotoğraf aracılığı ile yaratıcı bir süreç sonunda yeniden inşası söz konusudur. Burada, fotoğrafçının öznel dünyasının sürece hemen tümüyle katıldığı, süreci belirlediği öne sürülebilir. Öyle ki, bu belirleyicilik, fotoğrafın tasarlanma, çekim ve işleme süreçlerini neredeyse tümüyle biçimlendirir. Vurgulanan fotoğrafçının iç dünyasının öznelliğidir.

Tam da bu noktada, dış dünyanın nesnelliği ile iç dünyanın öznelliğinin birbirlerinden kopuk iki diyar olmadıklarını vurgulayalım. Bunlar arasındaki geçişkenliği, bu geçişkenliği somutlayan efsaneleri, mitleri, masalları, romanları, öyküleri, şiirleri, resimleri, heykelleri, filmleri ve fotoğrafları analım. Olgu ve kurgunun estetik birlikteliklerini sergileyen insan yaratıcılığının ürünlerini, büyülü güzelliklerini.
Bu yelpazenin neresinde yer alırsa alsın her etkili fotoğraf estetik bir güzellik algısı yaratır ya da böylesi bir güzellik algısı yarattığı ölçüde etkilidir. Her şey gibi, bu güzellik algısı da geçicidir; geçiciliğin güzelliğini yansıtır.
Belki de, bizi hayatta tutan, yeniden yeniden umut besleyebilmemizi sağlayan da geçiciliğin bu güzelliğidir, değişimin sürekliliğidir.
Fotoğrafla kaydedilen, yeniden inşa edilen ve kalıcı kılınan geçiciliğin güzelliği…
Merhaba Levent Bey,
Zen felsefesinde çiy tanesi de geçiciliğin güzelliğini temsil ediyormuş. Siz de fotoğrafı bu şekilde betimlemişsiniz. Ne güzel olmuş.
Yazılarınızı büyük bir keyifle okuyorum. Bu seferki de bir serinin başlangıcı olmasını diliyorum.
Sevgiler
merhaba,
bu güzel ve cesaretlendirici sözleriniz için çok teşekkür ederim…
çiy tanesini ben de severim, ama bilmezdim bu temsiliyeti.. pek yakışmış sahiden…
yazılarda, fotoğraflarda anlaşılmak ne hoş bir duygu veriyor ve umut ve umut etme gücü, arzusu…
sevgilerimle,
levent
Sevgili Levent hoca,
Sanatın iç ve dış dünya arasında döngüsel alanın doğuşundaki gücünü, gerçekliğin yeniden yaratılışı sürecinde ruhsal onarıma olan katkılarını ne güzel formüle etmişsin…çok etkileyici.
merhaba,
sevgili Nevin, çok teşekkür ederim.
ne hoş özetlemişsin sanatın, yaratıcılığın ruhsal onarıcı gücünü…
bizlerin, içinden umut devşirmeye çalıştığımız o gücü…
sevgilerimle,
levent
Sevgili Levent, geçiciliğin güzelliğini görmemi ve kıymetini bilmemi sağlayan bir anlatış. emeğine sağlık
sevgili Haluk abi,
her zamanki zarif ilgin ve güzel sözlerin için çok teşekkür ederim.
esenlikler,
levent