Fotograf : Hasan Ürey - Munzur nehri - Tunceli

Fotoğraflara Sığmayan Nehir: Fırat

//

İFSAK Doğa Manzara Grubu olarak, 2021’den bu yana proje temelli çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar, yalnızca fotoğraf üretimini değil, aynı zamanda doğa ve kültür üzerine derin bir öğrenme sürecini de içeriyor. Başlangıçta “doğa belgeseli” olarak adlandırdığımız bu üretimler, zamanla “beşeri coğrafya” etkilerini de içine alarak, aslında birer coğrafya belgeseline dönüştü. Doğa görüntülerinin yanı sıra kültürel izleri de projelerimize katmak, hem fotoğrafik gelişimimizi besledi hem de çevre bilinci, sosyoloji ve doğa bilimleri açısından daha geniş bir katkı sundu. Böylece ortaya çıkan fotoğraflar yalnızca estetik değil, aynı zamanda hikâye taşıyan, bilgi içeren ve çevreye duyarlı belgeler haline geldi.

Projenin Konusu: Fırat Nehri

2023–2024 döneminde, katılımcıların ortak görüşüyle proje konumuzu Fırat Nehri olarak belirledik. Fırat, insanlık tarihinin en eski uygarlıklarına tanıklık etmiş; Türkiye’nin en geniş havzasını besleyen, barajlarıyla ekonomiye yön veren ve kültürel mirasıyla çağları aşan bir nehirdir. Ancak böylesine büyük bir nehri tek bir projeye sığdırmak mümkün değildi. İstanbul’da bir grup amatör fotoğrafçı olarak, sınırsız zamanımız olsa bile Fırat’ın bütününü anlatmak imkânsızdı. Bu nedenle, projeyi uygulanabilir kılmak için kapsamı daraltarak yalnızca Türkiye sınırları içindeki bölgelere odaklandık.

Doğal değerler bütünsel olarak ele alınırken, beşeri coğrafya açısından yalnızca en önemli tarihsel ve kültürel unsurları kapsayan bir çerçeve oluşturduk. Sosyolojik içerik sınırlı tutuldu; tarih ve kültürün belirleyici izleri ön plana çıkarıldı.

Fırat nehri havzası

Çalışma Planı ve Zorluklar

1.  Coğrafi ve lojistik güçlükler: Fırat havzasının büyük bölümü turistik açıdan işlenmemişti. Alan bilgisi, rehberlik, konaklama, ulaşım, ışık koşulları ve maliyetler projeyi zorlaştırdı.

2.  Havza ayrımı: Fırat’ın yukarı, orta ve aşağı havzaları üzerinden gezi planları oluşturuldu.

Fotoğraf : Kadri Bulut – Munzur nehri – Tunceli

3.  Doğal değerler: Yukarı ve orta havzalarda Munzur Dağları, Karanlık Kanyon, Tohma Vadisi gibi eşsiz coğrafyalar; zengin biyolojik çeşitlilik ve nehrin doğduğu          kaynaklar öne çıktı.

Fotograf: İsmail Yalçın – Munzur nehri kaynakları – Ovacık – Tunceli

4.  Tarihsel ve kültürel değerler: Aşağı Fırat’ta Kommagene Krallığı, Hitit ve Roma kalıntıları; Zeugma, Rumkale, Kargamış gibi antik şehirler; Atatürk ve Birecik barajları ile uçsuz bucaksız tarım alanları projeye dahil edildi.

5.  Fotoğrafik yaklaşım: Belgesel bütünlüğü korumak için estetik beklentilerden çok içerik öncelendi; ancak her karede özen ve dikkat gözetildi.

Fotoğraf : Oya Gökçen – Takaron vadisi- Gerger – Adıyaman  – karşı tepeler

Sonuçlar ve Kazanımlar

  • Proje, doğru planlama sayesinde başarıyla tamamlandı.
  • Uzak ve  zor  coğrafi alanlar bizi fiziksel, zaman, lojistik , maliyet, fotoğrafik üretim açısından  çok zorladı.
  • Fotoğraflarımız, Fırat’ın coğrafyasını anlatan içerik ve yeterli kaliteye ulaştı.
  • Grup içi dayanışma ve dinamizm güçlendi; birlikte yaşanan zorluklar ortak bir mutluluğa dönüştü.
Fotoğraf: Hasan Ürey – Karanlık kanyon – Kemaliye – Erzincan
  • Munzur ve Bingöl dağlarında üşüdük, ıslandık; Karanlık Kanyon’da yürüdük, yüzdük, teknelerle ilerledik. Çengel boynuzlu dağ keçileri ve Fritillaria imperialis gibi endemik türlerle karşılaştık.
Foroğraf : Ahmet Yılmaz – Fritillaria imperialis – Munzur dağlari- Tunceli
  • Atatürk Barajı’nın suladığı uçsuz bucaksız tarım alanlarını gördük; Zeugma’nın yalnızca bir müze değil, Fırat’ın iki yakasına kurulmuş büyük bir Roma şehri olduğunu öğrendik.
Fotoğraf: Tuğrul Tekbulut – Zeugma antik şehri Roma evleri  – Gaziantep
  • Kargamış’ta, Geç Hitit Krallıkları’nın en güçlü başkentlerinden birini keşfetmenin heyecanını yaşadık.
  • Fırat havzasındaki yerleşimlerin ve tarım alanlarının büyüklüğü, ancak tanıklık edilerek anlaşılabilecek bir gerçekti.

Bir Nehirden Fazlası

Bu proje, yalnızca bir “fotoğraf nehri” çalışması değil; aynı zamanda Türkiye coğrafyasını öğrenme, uygarlık tarihine tanıklık etme ve günümüz Türkiye’sini anlama yolculuğu oldu. Fotoğraf üretmek bahanesiyle yaşananlar, aslında hayatın gerçek kazançlarıydı: doğayla, tarihle ve kültürle kurulan bağın kendisi.

Fotoğraf: Ufuk Teksoy – Fırat’ın en büyük 2 kolundan biri Murat nehri

 

ALİ İHSAN GÖKÇEN

1958 dogumlu İ.T.Ü Matematik Mühendisidir. 2002 yılından bu yana Profesyonel olarak fotoğrafçılık ve eğitmenlik yapmaktadır.
Belgesel fotoğrafa, özel olarak da; yaşam, doğa konulu fotoğrafa ilgi duymaktadır. Fotoğrafın yanı sıra kültürüne de ilgi duyan Ali İhsan Gökçen in fotoğraf kitaplarının yanı sıra ve belgesel içerikli kitapları ve makaleleri bulunmaktadır.
National Geographic, Atlas gibi bir çok dergide uzun yıllar serbest fotoğrafçı olarak çalıştı ve röportajları yayınlandı. Fotoğrafları WWF, Doğa Derneği gibi çevre kuruluşların yayınlarında yer aldı. Garanti Bankası, Ulker, Sabancı Holding , Eczacıbaşı,Tofaş vb buyuk kurumların uzun yıllar fotoğraf kulubu danışmanlığını yapmış ve bir kısmı devam etmektedir. Bu kurumların bir çok sosyal sorumluluk projesini gerçekleştirmiştir.
1995-1997 döneminde IFSAK’ta Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış olup İFSAK Onur üyesidir. İFSAK, Doğa ve Manzara Grubu kurucusudur.
İ.Ü.Orman Fakültesinde 2006 yılından beri temel fotoğraf ve doğa fotoğrafı eğitimi vermektedir.

 

Yorum Sayıları: 3

  1. Projenin tüm etaplarına katılamasam da bulunduğum gezilerden büyük keyif aldım. Grup içi dayanışma ve yardımlaşma fevkalade düzeyde. Yeni gezileri sabırsızlıkla bekliyorum.

  2. Muhteşem bir proje. Keşke daha önce Doğa Manzara Grubuna katılma imkanım olabilseydi. Yaşadığımız bu güzel ülkeyi ve nefis coğrafyasını öğrenmeme vesile olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Bütün ekibi çok tebrik ediyorum. Emeklerinize sağlık. Sergi, sunum ve kitabınızı merakla bekliyoruz. Bu güzel yazı için de Ali İhsan Gökçen hocamıza ayrıca çok teşekkür ederim.

  3. Muhteşem bir proje. Keşke Doğa Manzara Grubu’ na daha önce katılma imkanım olsaydı. Yaşadığımız bu güzel coğrafyayı öğrenmeme vesile olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Bütün ekibi çok tebrik ediyorum. Emeklerinize sağlık. Sergi, sunum ve kitabınızı merakla bekliyoruz. Bu güzel yazı için Ali İhsan Gökçen hocamıza ayrıca çok teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Son yazılar: Belgesel Fotoğrafçılık

Yangından Sonra

28 Temmuz 2021 tarihinde Manavgat’ta başlayan ve daha sonra ülkemizin  pek çok noktasında çıkan orman yangınlarında…

Kentsel Ölüşüm

Kentsel dönüşüm, şehirlerin fiziki yapısını yenilemeyi hedefleyen bir planlama aracı olarak ortaya çıkmasına rağmen, zamanla kentlerin…

Aktivizm ve Fotoğraf

Ya da Aktivist Fotoğrafçı Kimdir? Aktivizm, bir toplumda ya da dünyada var olan sosyal, politik, çevresel…

“Duvara Yazmak”

Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast, yüzyıllardır süregelen politik ve dini ayrımların, 20. yüzyılda şiddetli bir şekilde patlak…

Gerçekliğin Olağanüstü Cazibesi

Bu yazı, İFSAK Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Grubu’ndan Ahu İncekaralar  https://instagram.com/ahuincekaralar  tarafından yayına hazırlanmıştır. . . .…

Sabine Meyer

Geriye kalan her şey önemsizleşiyor “Everything else pales into insignificance” Sabine Meyer İFSAK Blog görsel kültür…

Fototerapinin Öncüsü: Jo Spence

Fotoğraf  insanoğlunun deneyimlerini ifade etmek için kullandığı güçlü bir duygusal araç olagelmiştir. 19. yüzyılda fotoğrafın icadından…

Post Belgesel Fotoğraf

Belgesel Fotoğrafın Değişen Sınırları Geleneksel belgesel fotoğrafın ardılı olan post belgesel fotoğraf, öncelinin ontolojik ve epistemolojik…