yapabilseydim
köklerimi salardım—
bir çınar gibi
Haiku maceram 2013 yılında İFSAK’ta çok sevgili hocam, ustam Yalçın Savuran’la ‘Sinemayı Okumak’ atölyesinde başladı. O yıllarda Yalçın Hoca yönetmen sineması üzerine yapıyordu atölyesini. Sıra Japon yönetmen Yosujiro Ozu’ya geldiğinde Yalçın Hoca elinde “BAŞO- Kelebek Düşleri“* isimli bir kitapla geldi film okumasına. Sonra kitabı elden ele dolaştırıp, her birimiz rastgele bir sayfayı açıp üç satırlık şiirleri okuduk sırayla. Kısa şiirlere hep bir ilgim olduğundan hemen kitabı satın alıp okumaya başladım.
Kelebek Düşleri, edebiyatımıza Oruç Aruoba çevirisiyle kazandırılmış. Haiku, 1600lü yıllarda Başo (Matsuo Kinsaku) tarafından, Japon edebiyatına ve sonrasında tüm dünyaya yayılmış şiir biçimidir.
Haiku, Japon yazınında geliştirilmiş bir deyiş/yazış biçimidir—dünya yazınının da bilinen en kısa metin biçimi…
Uzmanları, Batı yazınındaki, benzerlik kurulabilecek metin biçimleriyle (aforizma, epigram) karşılaştırılmasına karşı çıkarlar; Doğu yazınının yakın sayılabilecek biçimleri (rubai, beyit) ise, ‘kısalık’ öğesi dışında, açık şiirsel özellikleriyle, haikudan farklılık gösterir: Haiku, ne ‘nazım ne de ‘nesir’dir—daha doğrusu, böylesi bir ayrıma izin vermeyen bir nitelik taşır: ‘’ düzyazı şiir’’ kavramıyla (belki de yapay olarak ayrılan) iki yazın biçimini birleştirsek de, bu kez, ‘şiir’ olma da, ‘düzyazı’ olma da, yanlış anlaşılmış olur.—Şöyle söyleyebiliriz: haiku, şiir özellikleri taşıyan bir düzyazı; düzyazı özellikleriyle yazılmış bir şiir, biçimidir. Haiku, on yedi hece (‘nefes’) içeren üç dizeden (‘soluk’) oluşur; bu anlamda onu bir ‘bent’ olarak görmek de doğru değildir, çünkü, zaten tek bir metindir—başka bir şey söylenip yazılamayacağına göre, ‘ötekileri’nden—öncekilerinden ve sonrakilerinden—ayırdedilebilecek bir ‘birim’ değildir; kendisi, kendi içinde bir bütündür.
Bazı yorumculara göreyse ;
haiku, tek bir ‘soluk’tur: Japonca’da tek bir seferde dile getirilebilecek en küçük anlam bütünü—ileti toplamı—dır**
Bu kısa şiir türünün belli kuralları vardır; Japoncada 5/7/5 hece ölçüsüyle yazılır (ilk satır beş, ikinci satır yedi ve üçüncü satır beş hece) mutlaka mevsim belirteci, eylem ve duraksama(es) bulundurması gerekir.
Birkaç örnek vermek gerekirse;
Eski havuz ya
kurbağa atlar içine
suyun sesi
Bu haiku Başo’nun en meşhur haikusuymuş ve hemen her Japon bu haikuyu bilirmiş.
Esirgemez kokusunu
Dalını kırandan ya
Erik çiçeği
Yapabilseydim
Düşen kiraz çiçeği gibi
Söylerdim şiirimi
Guguk kuşu—
Öt, uç, öt, hep
Yeniden başla
Bunlar da benim çok sevdiğim Başo haikularından…
Ülkemizde de birçok şair haiku denemelerinde bulunmuş, bunlardan en meşhuru, ünlü şairimiz Orhan Veli’ye ait;
Gemliğe doğru
Denizi göreceksin;
Sakın şaşırma
Bu kısa haiku bilgilendirmesinden sonra tekrar benim haiku macerama dönelim.
2013 yılı 31 Aralık akşamı evde oturmuş Kelebek Düşleri’ni okuyorum, biraz sonra İzmit’teki teyzeme telefon açıp durumu ağır olan anneannem ile ilgili bilgi alıyorum, teyzem durumunun daha da ağırlaştığını söylüyor. Telefonu kapatıp ilk haikumu yazıyorum;
Kırmızı elmam—
Rüzgar’da savruluyor
Kuru yaprağın
Ve dakikalar sonra anneannemin ölüm haberini alıyorum. O gün bugündür anneannemden miras belleyip, bazen gündeme dair bazen de çektiğim fotoğraflar üzerine haikular yazmaya başladım. Aslında haiku demek fazla iddialı ve gerçek haiku üstatlarına saygısızlık olacağını düşündüğümden ben yazdıklarıma “Üç satır söz” demeyi tercih ediyorum.
hiçliğin sessizliği
bozuluyor—
senle ve benle
İFSAK Blog hazırlıklarına başlayan sevgili Mustafa ve Zeynep, blogda ‘sen de şiir ve fotoğraflarınla yer al’ teklifi üzerine aranızda bulunuyorum. Zaman zaman şiirlerime eşlik eden fotoğraflarımla İFSAK Blog’da yer alacağım. Umarım beğenirsiniz. Bu vesileyle sevgili Mustafa Sevdim ve Zeynep Erdoğan’a teşekkürü bir borç biliyorum.
*”BAŞO Kelebek Düşleri’’ çeviren, derleyen; Oruç Aruoba Metis Yayınları 2008
** “Kelebek düşleri” ‘Haiku üzerine’ bölümü
Yazınızı çok beğendim Tolga Büyükada,üç satır sözlerinizi keyifle okuyoruz:)
Çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum.
Sevgili Tolga yazını okuyunca bende ilerlemiş yaşıma rağmen çok eksiğimolduğunu bir kez daha anladım.HAİKU ilgimi çekti ve sayende anlamını öğrendim.Sanırım en kısa zamanda deneyeceğim çünkü yaşamımızda esinleneceğimiz malzeme bol.Sevgiler ve teşekkürler.
Müjgan teyzecim çok teşekkür ederim. Merakla bekliyor olacağım
Helal olsun Tolga. Çok güzel. Demek haiku fotoğrafçılığı da mümkün..
Teşekkür ederim Mehmet. Evet belki de öyle. Fotoğraf bir araç, bazen ilham kaynağı…
Tarkovski ,Mühürlenmiş Zaman isimli eserinde, sinemanın en temel öğesi “gözlem”i anlatırken haiku‘dan örnek verir. Onlardan çok etkilendiğini söyler ve bunun nedeninin “hayatı en saf, yumuşak ve karmaşık haliyle gözlemlemeleridir.” diye belirtir. Fotoğraf ve Sinemaya gönül verenler olarak haiku’dan alacağımız çok şey olduğunu düşünüyorum.
Bu güzel tema ve yazı için çok teşekkürler. “Üç satır söz”leriniz de çok etkileyici bu arada. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
Nursen Hanım, değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Haiku, zen felsefesinden çıkmış ve tüm dünyaya yayılmış bir şiir türü. Okuduklarımızdan anlıyoruz ki, zen felsefesi, H.C. Bresson dahil bir çok sanatçıyı etkilemiş, yol gösterici olmuş. Bir süredir ben de haiku üzerine kafa yormaktayım. Yazdıklarım, özümsemeye ve anlamaya çabalarken, haddim olmadan karaladıklarımdan ibaret. Galiba biraz ahkam kesmek benimkisi. Zaten sırf o yüzden ‘haiku’ değil de ‘üç satır söz’ demeyi tercih etttim.
Beğendiğinize gerçekten çok sevindim.
Sevgiler
Tebrik ederim.Şiir edebiyatta en zoru ama haikuda çok ilginç. İnsanın yüreğine hemen dokunuyor
Gururlandım.Başarılar dilerim.
Haiku aynı zamanda bir matematik… Çok güzel çözmüşsün Tolga, tebrikler😊
Teşekkür ederim Aysun. Matematik hayatımda çok yer kaplıyordu, azaltmak isterken edebiyata da matematikle giriş yaptım :)
Çok teşekkür ederim, yüreğinize dokunmuş olmasına çok sevindim.
Çok teşekkür ederim, yüreğinize dokunmuş olmasına çok sevindim
Seninle gurur duyuyorum canım benim Rabbim utandırmasın çıktığın yolda bahtın açık başarıların daim olsun ailemizin ve herkesin gururu İhsan Tolga Büyükada ❤👍
Çok teşekkür ederim. Yüreğinize dokunmuş olmasına çok sevindim.
Fatma ablacım çok teşekkür ederim
Tolga teşekkür ederim. Bilgilerimizin tazelenmesini sağladın. ÜÇ SATIR tanımlaman çok güzel olmuş. Okuma alışkanlığımız giderek azaldığından insanlarımızın cevapları genelde ÜÇ SATIR bile değil. İçten selam ve sevgiler …. (Ve sayılmaz)
Salih abicim çok teşekkür ederim. Toplumumuzda okuma alışkanlığının daha çok artması dileğiyle. Eğer ‘Üç satır’ olacaksa, üç gün düşünülüp yazılan ve üç gün düşündüren olsun…
Tolga’cım, harika olmuş. Ellerine, yüreğine sağlık.
Çok teşekkür ederim Emine Hanım.
Sevgiler.
önce kırlangıçları, sonra etkileşe etkileşe başkalaşmayı ve şimdi de, “üç satırlık söz”lerinizi okudum…
fotoğraflarınıza baktım uzun uzun.
çok güzeller… çok teşekkürler…
evet, sadeliğin zerafeti tadı kaldı damağımda!
Levent Bey değerli yorumlarınız için tekrar çok teşekkür ederim