The Earth Issue, çalışmalarında çevreyle ilgili önemli şeyler söylemeye çalışan sanatçılardan bir seçki sunuyor.
Bu yazı Another Magazine adresinden türkçeleştirilmiştir.
Yazan Belle Hutton
8 Şubat 2017
İklim değişikliğinin gezegenimiz için tekil ve giderek kötüleşen bir tehdit oluşturduğu bir sır değil, ancak konuyla ilgili bilimi anlamak ya da ona tepki vermek zor olabilir. O zaman, yaratıcı düşünürlerin iklim değişikliğine tepki vermesine bir platform olmak için kurulan çevrimiçi bir sanatçılar kolektifi The Earth Issue’yu keşfetmek bize iyi gelecektir. Grup, var olmakla bile günlük haber manşetlerinin istatistikleri ile afallamış seyirciler ile yardım etmek için bir şeyler yapmaya istekli ancak nereden başlayacağından emin olmayanlar arasındaki boşluğu dolduruyor.
Şimdilerde kolektif, aynı isimle yeni bir basılı yayın oluşturmak için bir araya geldi. Geri dönüşümlü doğal bir kağıda basılan The Earth Issue, baş editörleri bir çevre fotoğrafçısı olan Elena Cremona ve The Archive Collective dergisinin küratörü Maela Ohana editörlüğünde yönetiliyor. Onlar da yayının sayfalarını sanatçıların çevremize tepki olarak yarattıkları çalışmalarıyla dolduruyorlar.
Cremona’nın da söylediği gibi bu tür çalışmalar, soruna kapsamlı bir tepki oluşturmada hayati öneme sahiptir. “Her zaman, sanatsal üretimin kendini ifade etmenin en dürüst biçimi olduğunu düşünmüşümdür” diyor. “Kendim bir fotoğrafçı olarak çalışmamı, bilinç uyandırmak, bir farkındalık duygusu yaratmak ve eşsiz çevremize saygı duymak için bir araç olarak kullanmayı önemli buluyorum.” Cremona, tam da The Earth Issue’nun bu kadar iyi yaptığı şeye değiniyor: İçinde sergilenen, fotoğraftan filme, heykelden performansa uzanan sanat, gezegenimizin oldukça göz alıcı bir yer olduğunu ve onu korumak için büyük bir istekle çalışmamız gerektiğini estetik açıdan hoş ve kesin bir şekilde hatırlatıyor.
Ohana’nın da dediği gibi, bu tam zamanında bir çabadır: “Özellikle bu siyasi çalkantı döneminde ve politik düzlemdeki iklim değişikliği girişimlerinin geleceğine ilişkin endişe duyulan bir zamanda, mümkün olduğu kadar çok insanın, bilim veya sanat yelpazesindeki yerine bakmadan çevreye yönelik kişisel sorumluluklarını ele alması kritik öneme sahiptir. Bu düşünceye destek olması için, çevreden ilham alan basılı yayındaki on sanatçıyı derledik.
1. Wara Bullôt
The Earth Issue, çevre meselesinin sadece doğada meydana gelenler kısmını değil bizi çevreleyen inşa edilmiş insan unsurları dahil her yönünü ele alır ki bu ikincisi Yeni Zelandalı sanatçı Wara Bullôt‘un tam odak noktasıdır. Onun çalışmaları, inşa edilmiş çevreye ve gelişimine, mimari ile peyzaj arasındaki ilişkiye bakar. Görüntüleri özellikle donuk mavi ve gri renkleri ile dikkat çeker; belirgin yapı çizgileri, aralarında oturdukları incecik bulutlar ve seyrek yeşilliklerle kontrast oluşturur.
2. Samuel Zeller
Samuel Zeller, genel kabul görmüş kompozisyon ve renk birliği fikrine meydan okuyarak, çalışmasında insan yapımı alanların sakin güzelliğini yakalamayı hedefliyor. The Earth Issue’da yer alan görüntüleri, empresyonist tabloları andıran dokunsal ve benekli bir efekt üreten bir teknik olan dokulu yarı saydam cam pencerelerden sahnelerin enstantaneleridir.
3. Alba Giertz
Stockholm’den fotoğrafçı Alba Giertz için fotoğraf çekmek katartik ve empatik bir süreç. O, “Boş ve tatsız görünen bir dünyada” teselli ve metanet bulmak için onu saran doğal çevresine bakmaktadır. Fotoğrafları yalın ve kasvetli (kendi deyişiyle) ve tamamen gizemli; mor tonlara boyanmış kayaların altında hafifçe dalgalanan su kütlesine verdiği “Sesiniz çok yumuşaktı” başlığı, konu olarak seçtiği ilgi çekici doğal manzaraya belirgin bir insan öğesi ekliyor.
4. Luca Tombolini
Milan’dan alaylı fotoğrafçı Luca Tombolini, insan varlığından uzak yerlerin fotoğraflarını çekiyor ve bu fotoğraflar fantezi derecesinde uçucudur. Fotoğraflarda pastel tonlar ve yoğun bir durgunluk hakimdir ve Dünya’nın (şimdilik) el değmemiş manzaraları için bir huşu duygusu canlandırmaya yardım eder. The Earth Issue, Tomboli’nin çalışmasını, sonsuz macera duygusuna dayanan ve izleyicilerde varoluşçu bir düşünce silsilesini harekete geçiren “meditatif bir araştırma” olarak tanımlıyor.
5. Ram Vafa
Yerkabuğunun değerli taş katmanları arasında yuvarlanma hissi çağrıştıran bir sanat arayışındaysanız, artan bir öz farkındalık duygusu ile izleyiciye “yaşam sürecinde bir yolcu” olma durumunu hatırlatmayı amaçlayan İngiliz sanatçı Ram Vafa‘nın çalışmasından başkasına bakmayın. Bu esrarengiz mermer kreasyonlar, ölçek olarak büyük ve renk bakımından zengindir ve bakması oldukça büyüleyicidir.
6. Ana María Guerra
Karşı karşıya kaldığımız sayısız ve acil çevre sorunları arasında mercanların dünya okyanuslarından kaybolması ve bunun özellikle hızlı olması nedeniyle yıkıcıdır. “Future Fossils”, Ana María Guerra tarafından yaratılan, ölü mercanları 3D baskı replikalarıyla birleştiren, kısmen parlak renkli ve kısmen karamsar gri renk tonlu gerçeküstü yapılar oluşturan bir dizi heykellerdir. Yıkılmakta olan doğal dünya ile onun yaşamasına zarar veren çağdaş insan öğelerinin bu cüretli ve doğrudan yan yana gelişi, Guerra’nın eserlerini bu kadar ilgi çekici yapan şeylerdir.
7. Vilde Rolfsen
Vilde Rolfsen’in fotoğraflarında, dalgalanan plastik kılıflar kadrajı kaplar ve sanki bir mağara içindeki eski bir kaya oluşumu gibidir. Rolfsen’in amacı plastik üzerine bir tartışma başlatmaktı ve bu çalışmalara ilham veren şey Londra’da yaşarken her şeyin şaşırtıcı düzeyde israfına tanık olmasıydı. Görselleri, israf üzerine ani ve şiddetli bir suçluluk duygusu uyandırmasa bile, kilometrelercesi anlaşılmaz bir şekilde görüş alanınızda süzülürken, plastik meselesi ve çevreye etkileriyle yüzleşmekten kendinizi alamazsınız.
8. Marco Barbieri
Londralı görsel üreticisi Marco Barbieri‘nin bir fotoğraf koleksiyonu olan Water in the Desert, çelişkiler üzerine kuruludur. Şehirlerinin bazı bölümlerindeki bereketli çeşmelerle övünen, denize kıyısı olmayan bir ülke olan Özbekistan’ın çevresel çelişkilerini betimlerken, bir zamanlar bol su akan bir noktanın şimdiki kupkuru halini gösterir. Bu zıtlıklar, bir zamanlar dünyanın dördüncü büyük gölüyken onu besleyen nehirlerin 1960’larda Sovyet sulama projelerine yönlendirilmesi nedeniyle şimdi suyu çekilmekte olan Aral Gölü’nün sürekli küçülmesine dikkat çekmek niyetindedir.
9. Elsa Leydier
Fotoğrafçı Elsa Leydier, görsellerini üretmek için synecdoche’a (bir kavramı daha dar veya daha geniş anlamda başka bir kavramla ifade etme yöntemi -ç.n.) benzer bir yaklaşım kullanır; bölgeyi betimleyen görsellerin inşası ve yapısökümü süreciyle Amazon’u göstermeye çalışır. Bunu yaparken, bölgenin tipik fotoğraflarına dünyalar kadar uzaktan, kurgulanmış gibi görünen belirgin insan öğesini görselin içine ekler. Kendi deyişiyle bu, “parlak dergi sayfa parçalarından ve Rio Negro ve Amazon Nehri’nin ritmiyle tempo kazanmış günlük hayattan yapılmış bir kurgu”dur.
10. Steve Léon Brown
İnsanın doğa üzerindeki etkisi konusunu ele alırken üzerine bir de gerçekten çok güzel fotoğraflar üretmek kolay değildir, özellikle de sanatçı “doğa ile insanlar arasındaki artan çatışmayı” başlangıç noktası olarak alıyorsa. Fotoğrafçı Steve Léon Brown işleri doğal çevreye hayranlık ve insani gelişime duyulan büyülenme arasında ince bir çizgide yürümektir ancak görsellerinin gücü mesajı ne kadar etkili ilettikleri ile ölçülebilir.
Bize Ulaşın