İstanbul’da Hayatta Kalma Rehberi:

//

Fotoğrafçılık ile Kaosa Meydan Okumak

Hayatta hobilerin olması şart, özellikle de İstanbul’da yaşıyorsan! Hani şu büyükşehir, adı var ama huzuru yok. Sürekli bir koşuşturma, bitmeyen bir trafik ve arka planda yükselen korna senfonileri… Eğer hala bir hobin yoksa, büyük geçmiş olsun! Çünkü bu şehrin kaosunda kaybolmamak için bir tutkunun peşinden koşmak şart. Neyse ki ben, kaosla baş etme stratejimi yıllar önce buldum: Fotoğrafçılık!

Çocukluk yıllarımı hatırlıyorum da, elimde annemin eski filmli fotoğraf makinesiyle evin içinde oradan oraya koşturur dururdum. Tabii, o zamanlar dijital teknoloji yok, filmli makinelerle çektiğin fotoğrafları görmen için bir dua etmen gerekiyordu. “Acaba pozlar güzel çıktı mı?” Kaygısı, her fotoğraf severin çocukluk travmasıdır. Ama işin güzelliği de burada! O bilinmezlik, o heyecan, bir tutkunun ilk tohumlarını ekti içime.

Başta bir hobiydi fotoğrafçılık. Hafta sonları Boğaz kıyısında “şu manzarayı da çekeyim, yok bu açıyı yakalayayım” diye dolanırdım. Ama gün geldi, bu masum hobi vazgeçilmez bir tutkuya dönüştü. Şimdi sor bakalım bana: “İstanbul’un keşmekeşi mi, yoksa fotoğraf çekmek mi?” Cevap net: Şehri ne kadar sevmesem de, bu keşmekeş fotoğraflarımın en büyük ilham kaynağı!

Her sabah işe gitmeden önce şu klasik İstanbul trafiğine yakalanmak yerine, erkenden kalkıp güneşin ilk ışıklarıyla sokaklara dalmak gibisi yok. Çünkü o an, şehrin en sakin, en huzurlu haliyle karşılaşıyorsun. Tıpkı insanları uyurken yakalamak gibi! Sokaklar boş, martılar henüz güne başlamamış, kornalar susmuş… Ama bekle bir iki saat, İstanbul yeniden kendine gelmeye başlar! İşte tam o anda, fotoğraf makinem devreye girer ve şehrin bu baş döndürücü hallerini yakalarım.

İstanbul’da yaşamak, sürekli bir yarışın içinde olmak gibi. Ama fotoğrafçılık sayesinde bu kaosla baş edebiliyorum. Kim bilir, belki de fotoğraf çekmek bir tür meditasyondur. “Bugün hangi açıdan kaosa bakayım?” diye düşünüp, en iyi kareyi yakalamaya çalışıyorum. Şehir ne kadar gürültülü ve kalabalık olsa da, her karede bir huzur buluyorum. Evet, klişe olacak ama, gerçekten objektifin arkasında hayat daha güzel! Bazen o kadar dalıyorum ki, metrobüsü kaçırmam veya trafikte saatlerce sıkışmam bile umurumda olmuyor. Nasıl olsa, o anların hepsi benim için bir fotoğraf karesi!

Fotoğraf çekmek benim stres topum, İstanbul’da benin için devasa bir stüdyo gibi. Siz de kendinize bir hobi bulun derim, çünkü gün gelecek, sadece hobilerinizle baş edebileceksiniz. Hem unutmayın, hayat bir koşuşturma, ama onu hangi açılardan yakalayacağınız tamamen size bağlı! Hadi, objektiflerinizi hazırlayın, İstanbul sizi bekliyor!

Emine Bulut

Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesinde doğan Emine Bulut, 1995 yılında sigortacılık kariyerine başladı ve 2003 yılından bu yana ise kendi acenteliğini yönetiyor.

Ancak hayat sadece sigorta değil! Yoğun çalışma temposu içinde zamanın nasıl geçtiğini anlamayan Emine, bir gün “Zamanı durduramam ama anı yakalayabilirim” diyerek, okul yıllarındaki fotoğrafçılık tutkusunu yeniden alevlendirdi. Fotoğrafçılık kulübü maceraları, onu İFSAK’a kadar sürükledi. 1999 yılında katıldığı temel fotoğrafçılık semineriyle lensi eline aldı ve bir daha bırakmadı.

Emine, 2014 yılında İFSAK’a üye oldu ve o zamandan beri belgesel, doğa, uzun pozlama, ışık ve gölge gibi birçok farklı alanda eğitim aldı. Fotoğrafları, Fotomotion, Su Dünyası Projesi,  Işık ve Gölge, Doğa ve Manzara, Uzun Pozlama, ve İstanbul’un Tarihi Su Yolları gibi projelerde yer almıştır. Ayrıca “10th FIAP Clubs’ World Cup 2015” yarışmasında bir sergileme ödülü kazandı.

2023-2024 dönemi İFSAK Yönetim Kurulu’nda , “Tanıtım ve Halkla İlişkiler Birim Koordinatörü” olarak görevine devam ediyor.

 

 

Yorum Sayıları: 4

  1. Kimi şehrin veya yaşamın kaosundan kurtulma yolunu fotoğrafta bulur .Kimi ise şehrin kaosundan beslenir .Ben kaos severim diri tutar tetikte olmak benim enerjimle uyuyor.. Özetle fotoğraf herkese farlı saikle iyi geliyor ve bir kere bu büyüye düşenler bunu bırakamaz.
    İyi ki bu sanat bizi etrafında toplamış !!!
    İFSAK ve eğitim kadrosuna 👏👏👏👏👏👏
    Canım Emine ve İpek 👏👏👏👏👏👏👏👏

    • Merhaba Serap,
      Kimi şehrin ve yaşamın kaosundan kurtulmanın yolunu fotoğrafta bulurken, kimi de şehrin dinamiklerinden beslenir. Hepimizin fotoğrafa olan tutkusu farklı saiklerle başlıyor, ama bir kez bu dünyaya adım attıktan sonra, bırakamıyoruz. Fotoğraf, bizi bu ortak paydada buluşturduğu için ne kadar şanslıyız. Bu sanat sayesinde bir araya geldik, her karede kendimizi buluyor ve birbirimize ilham veriyoruz.
      Sevgilerle,

  2. sevgili Emine,
    zevkle okudum bu içten, güzel yazını; ve zevkle baktım durdum etkili fotoğraflarına…
    evet, katılıyorum sana, fotoğraf/sanat bu akıp giden karmaşık hayatın içinden bir dilim güzellik bulup çıkarma, onu yeniden yaratma edimi.
    ve ayrıca, seninki benzeri böyle etkili fotoğraflara bakmak da, bu koşuşturmanın bir yerinde durma, mola verme, yaşananları sindirme, sorgulama olanağı sunuyor bize.
    esenlikle, daha nicelerine…
    levent

    • Merhaba Levent hocam.
      Güzel yorumlarınızı büyük bir keyifle okudum, çok teşekkür ederim. Fotoğraflarla insanlara ulaşmak ve bu karmaşık, akıp giden hayatın içinde bir dilim güzellik sunabilmek benim için çok anlamlı. Katılıyorum, fotoğraf sanatı tam da bu güzellikleri bulup ortaya çıkarmak, yeniden yaratmak üzerine bir yolculuk.
      Ayrıca, sizin de ifade ettiğiniz gibi, fotoğraflara bakmak bu hayatın telaşı içinde bir an durmak, soluklanmak ve yaşananları sindirip sorgulama fırsatı veriyor bizlere. Bu etkiyi yaratabiliyorsam ne mutlu bana.
      Esenlikle daha nice karelerde buluşmak dileğiyle…
      Sevgiler,
      Emine

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Son yazılar: Fotoğraf

Neden Fotoğraf Çekiyoruz?

Başlıktaki soruya psikoloji perspektifiyle bakıldığında akla birden fazla yanıt geliyor. İlk ve en basit yanıt Freudçu…

Beklerken

Yeryüzünün Gizli Görüntüleri Fotoğraf ve caz müziği birbirine çok benzer. Fotoğrafın da caz gibi türleri, icra…

Foto Sürreal

Fotograf ortamında bir süredir sürreal fotograf başlıklı seminer, atölye, sergi, gösteri gibi etkinlikler göze çarpıyor. Geleneksel/Modern…

Kendim Olmayı Seçtim

Güvenli ve korunaklı hissettiğimiz evimiz, hareket alanlarını daraltırken, özgürlüklerimizi sınırlar mı? Toplumun koyduğu görünmez duvarların ilk…

Yapay Zekâ ve Fotoğraf

Analog fotoğrafçılık yerini dijital teknolojilere terk ederken çoğumuz büyük bir devrime şahitlik ettiğimizi düşündük. Oysa filmli…

Nepal, Mumbai (Yaz 2024)

Bölüm 12, Umman, Maskat 10 Temmuz 2024 – Çarşamba Kurduğumuz saatte, sabaha karşı saat altıda uyanıyoruz.…

Büyükanne Orada mısın…

Bir ressam düşünün ki, bilinen tüm fotoğrafları yaşlılık dönemine ait olsun ve yaşadığımız dünya onu “Büyükanne”…

Nepal, Mumbai (Yaz 2024)

Bölüm 11, Hindistan, Mumbai (Devam) 9 Temmuz 2024 – Salı Sabah yine aynı saate kalkıp, kahvaltımızı…

Köy Enstitüleri Ruhuyla

‘Ağlarken gördüğümüz insanları, şimdi dans ederken görmek mutluluk verici’ Yazımın temellerini dayanışma gönüllüsü, sanatçı arkadaşım Meral…

Paris Yalnızlığı

Bayram Yılmaz Fotoğraf Kitabı Üzerine   Sert kapak, 154 sayfa 108 Siyah-beyaz, duotone fotoğraf Ebat 23×26…