Akıllı telefonlardaki teknolojik ilerleme baş döndürücü boyutta devam ediyor. 2000’li yılların başında ilk fotoğraf çekebilen telefonlar hayatımıza girdiğinde fotoğraflar kullanım kalitesinden uzaktı. 1 mega pikselin altındaki görseller, o küçük telefon ekranında bile net görünmüyordu. Ancak, o günden bugüne çok şey değişti. Acımasız rekabette telefon üreticileri en iyi teknolojiyi telefonlara eklemek için yarış halindeler. Bugün artık 12 mega pikselin altında akıllı telefon kalmadı, arka kameralar birden fazla, ultra geniş açı ve tele objektifler akıllı telefonlara girdi bile, yazılımsal sabitleyicilere optik sabitleyici eklendi, odak takibi ve ard arda çekim hızı iyi bir fotoğraf makinesi kadar iyi, normal bir fotoğraf makinesi ile amiral gemisi bir akıllı telefonun arasındaki imaj kalitesini ayırt etmek için yakından bakmak gerekiyor, konuyu arkaplandan koparma meselesi ise yazılım ile çözüldü.
Aşağıda bir telefon modelinin 2013 yılında ve 2018 yılında çektiği fotoğraflardan alınan kesitler incelendiğinde ne kadar çok yol alındığı görülebilir. Öte yandan, akıllı telefonların fotoğraf makinesi karşısında ciddi kısıtları devam ediyor: sabit diyafram, küçük sensörler, bakaç eksikliği gibi, sabitlenmiş lens vb.
Analog Dönem
Analog dönemin geride kaldığı günümüzde, fotoğraf makinelerine video çekme özelliği de eklendi. Biz elimizdeki cihaza fotoğraf makinesi demeye devam etsekte başka bir sözcük kulanma zamanı gelmiş olmalı çünkü yalnızca fotoğraf çeken bir “fotoğraf makinesi” neredeyse hiç kalmadı. Belki de İngilizce’de olduğu gibi “kamera” demek daha doğrudur. Bugün kamera üreticileri fotoğraflar kadar iddialı videolar çekebilien kameralar üretmek için ellerinden geleni yapıyor. Log çekim yapabilen, 10 bit veriyi USB karta yazabilen büyük sensörlü fotoğraf makineleri artık kameraya dönüştü. Düşük bütçe ile sinematik kısa film çekmek isteyenler ve hatta bazı dizi sektöründekiler bu makineleri kullanmaya başladılar bile.
Fotoğraf makinesinin kameraya dönüşmesi bu endüstrinin büyüdüğü anlamına gelir mi? Aşağıdaki grafikte 1951 yılından günümüze toplam fotoğraf makinesi satışları var.
İlk çıkaracağımız sonuç şu: günümüzdeki makine satışları 90’lı yıllar seviyesine gerilemiş. 2010’da 120 milyonu bulan satış rakamı 2017’de 25 milyona inmiş, şimdilerde 20 milyonun altında. İkincisi, 2005’lerden 2010’lara kadar keskin bir makine satışı artışı yaşanırken akabinde yine keskin bir düşüş var. 2010 ve 2018 aralığındaki makine satışındaki küçülme oranı %84 ki bu gerçekten dramatik bir gerileme. 2005-2010 sonrası bu keskin düşüşün müsebbibi çok açık olarak akıllı telefonlar. Özellikle 2007 yılıyla beraber akıllı telefonlar insanlarda büyük heyecan yarattı ve hayatımıza girdiler. Akıllı telefonlardaki satış patlaması ve kamera satışlarındaki ani gerileme arasında paralellik kurabiliriz.
Bir başka grafikte ise akıllı telefonların yıllara göre satış seyrini görebiliriz. Dünya genelinde 100 milyonun üzerinde bir satışla piyasaya giriş yapan endüstri, 2016 yılında bir buçuk milyar rakamına ulaştı. İlginç olan, bu tarihten itibaren sonra satışların bir buçuk milyar civarında sabitlenmesi. Hatta 2019 yılındaki toplam satış sayısının 2018’e göre azalması bekleniyor. Herkesin akıllı telefon edinmesiyle piyasanın doyması ve daha sağlam ekranlı cihazların yapılmaya başlaması bunda etkili.
2007’den 2020’ye dünyadaki toplam telefon satışı (2019 ve 2020 tahminidir)
Kamera Satışlarındaki Değişimler
Şimdi de kamera satışlarına biraz daha yakından bakalım. Aşağıdaki grafikte kamera satışları 2010 yılından 2018 yılına kadar lensi değiştirilebilen ve değiştirilemeyen kameralar olarak ayrılmış. DSLR ve Aynasız makineleri daha çok profesyoneller ya da en azından kamerayı ayarlarıyla birlikte kullanmasını bilenler tercih ederken, lensi değiştirelemeyen kameralar ise daha çok otomatik ayarda kullanan amatör kullanıcılar tarafından tercih edilen “kompakt” kameralardır.
Grafikte görüldüğü gibi kompakt kameralar 2010’da 100 milyonu aşan bir satış rakamına ulaşırken, DSLR ve Aynasızlar 13 milyona ulaşmış. Bu öyle bir dönem ki ana üreticilerin satış gelirlerinin ağırlıklı kısmı kompakt kameralardan oluşurken, büyüyen pazardan pay kapmak isteyen bazı diğer firmalar, örneğin bazı beyaz eşya üreticileri bile bu kameralardan üretmeye başladılar. Ancak, bu tarihten sonra kompakt kamera satışları adeta baş aşağı giderek 2018’de 2010’un onda birinin de altına inmiş ve 8.6 milyona gerilemiş. Bu tarihlerden başlayarak günümüze kadarlık süreçte amatör kullanıcıların akıllı telefonları kompakt kameraya tercih ettiğini söyleyebiliriz. Açıkçası durum şöyle: akıllı telefonlar kompakt kameraları piyasadan sildi.
Profesyonel kameraların hikayesi biraz daha farklı. Sektör altın yıllarını 2010 ve 2015 yılları arası yaşarken 2018’e girildiğinde 2010’un da altına inerek 10 milyon sınırına dayanmış. O zaman, akıllı telefonlar kompakt kamera sektörünü neredeyse öldürürken, DSLR ve Aynasız sektörünü de tehdit ediyor diyebiliriz. Önümüzdeki yıllarda bugünki sayının altına iner mi bilinmez ancak kamera üreticilerinin üst düzey yöneticilerinden satışların önümüzdeki yıllarda daha da düşmesini beklediklerini dair beyanlar verdikleri biliniyor.
Lens Satışları
Aşağıdaki grafikte ise lens satışlarının 2010 ve 2018 arası seyri var. Lenslerin satış seyri, lensi değiştirilebilir kamera satışlarıyla tamamen paralel. 2010’dan 2018’e dramatik olmasa da bir düşüşten söz etmek mümkün. 2018, 2017’ye göre %7 gibi bir düşüşe tanıklık etti. 2012 yılının hem profesyonel kamera hem de lens satışları açısından üreticilerin en çok özleyeceği yıl olduğu kesin.
2010 yıllarında piyasaya sürülmeye başlanan yeni nesil aynasız makineler her yeni teknolojide olduğu gibi bazı handikapları ile beraber geldiler. DSLR’ye göre düşük AF hızları, kötü pil performansı, optik bakaca alışmış kullanıcıların direnci ve lens çeşitliliğinin azlığı ilk başlarda kullanıcıların temkinli yaklaşmasına neden olsa da, aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi 2014’den 2018’e üretim payını %23’ten %38’e çıkardılar. Hacimsel ve ağırlık olarak DSLR’ye göre avantajlı olması, zamanla AF konusunun çözülmesi, elektronik bakacın avantajları ve lens çeşitliliğin artması, aynasız makinelere yönelimi artırdı. İki ana makine üreticisi uzun zaman aynasız teknolojiye geçmeye dirense de bu dönemde aynasız üretimi sayısı %30 artarken, DSLR %35 azaldı.
Aynasız, DSLR ve Kompakt Kameralar
Son grafiğimiz ise aynasız, DSLR ve lensi değiştirilemez kompakt kameraların pazar dağılımını gösteriyor. 2013 yılında pazarın dörtte üçüne hakim olan kompakt kameralar, 2018 yılına geldiğinde pazarın yarısının altına düşmüş. Aynasız makineler aynı süreçte yaygınlığını dört katına çıkarırken (%5’ten %22’ye), DSLR makineler de bir buçuk kar artış göstermiş. Ancak bir önceki grafikten biliyoruz ki aslında DSLR üretimindeki sayı düştü. Buradaki artışın nedeni, kompakt kameraların yaygınlığının azalmasıyla DLSR payının yüzdelik artış göstermesi.
Pazar payında 2018’i tarihi bir yıl olarak görebiliriz. Bu yılda pazardaki profesyonel kameralar, yani DSLR ve aynasızlar, ilk defa kompakt kameraları geride bıraktı. Bu, kamera endüstrisinin ağırlıklı olarak artık yalnızca profesyonellere yönelik bir endüstri haline geleceğinin ciddi bir göstergesi.
Bugün artık endüstrinin tüm oyuncuları aynasız makine üretiyor. Ancak bu bile satış rakamının düşmesinin önüne geçmeye yetmedi. O zaman kamera endüstrisinin küçüldüğünü ve küçülmeye bir süre daha devam edeceğini söyleyebiliriz. Şu anda 20 milyonun altına düşen satış rakamı, önümüzdeki yıllarda daha ne kadar düşecek belli değil. 2019 yılının kamera satışlarını gösteren CIPA (Camera & Imaging Products Association- 2002’de kurulan Japonya merkezli, tüm büyük kamera ve lens üreticilerinin üyesi olduğu fotoğraf teknolojisi ile ilgili birlik) istatistikleri henüz yayınlanmadı ancak birinci, ikinci ve üçüncü çeyreklerde açıklanan rakamlar, düşüşün 2019 yılında da keskin bir şekilde devam ettiğini gösteriyor.
Yine CIPA istatistiklerinden harcamalarla ilgili ilginç bir bilgiyi aktarmak gerek: 2017’den 2018’e kamera satışı %24 düşerken, kullanıcıların kameraya harcadığı miktar sadece %4.5 düşmüş. Daha ilginç olan, aynı dönemde lens satışı %7 düşerken, lense yapılan harcama %5 artmış.
Tartışılacak Noktalar !
2020 yılı boyunca endüstri aşağıdaki noktaları tartışmaya devam edecektir:
- Bir süredir küçülen kamera endüstrisindeki moral bozucu bu gidişat 2019 yılında da devam etti ve nerede duracağına dair öngörüde bulunmak çok zor. Satışlardaki ani düşüş kamera üreticilerini finansal olarak zorluyor. Açıklanan mali tablolarda bunu görmek mümkün ve endüstri bu gidişat nedeniyle yeniden şekilleniyor.
- Kamera satışlarının düşmesi nedeniyle her bir kamera başına düşen araştırma-geliştirme (Ar-Ge) maliyeti artıyor, bu da fiyatların artmasına en azından düşmemesine neden oluyor. Teknoloji gelişse de ucuz kamera sahibi olmak henüz mümkün değil, hele dövizin son yıllarda oldukça arttığı ülkemizde çünkü kamera endüstrisindeki her şey ithal ediliyor. Örneğin 1500 ABD doları fiyatla Batı ülkelerinde makul denebilecek bir fiyata satılan orta seviye bir gövde, ülkemizde vergiler eklenince 10 bin Liranın üzerinde satılabiliyor ki pek çok kullanıcı için zorlayıcı bir fiyat.
- Kullanıcılar akıllı telefonu kompakt kameraya tercih ettiler, bu apaçık ortada. Peki herkesin merak ettiği soruya gelirsek, kamera sektörü ortadan kaybolur mu ya da alt bir sektör olmaya doğru mu gidiyor ? Kompakt kamera sektörü zaten oldukça küçüldü çünkü akıllı telefonlar amatör kullanıcıların istediği görsel kaliteye ulaştılar ve akıllı telefonların anında paylaşım yapabilime ve her zaman kullanıcın elinin altında olması özellikleriyle kompakt kameraların başetmesi olanaksız. Profesyonel kameralar azalarak varlığını sürdürmeye devam edecektir ancak uzun vadede geleceklerinin iyi olmadığını düşünenlerdenim.
- Akıllı telefonların ürettiği görsellerden üretilen büyük boy baskıların insan gözünün algıladığı çözünürlüğe ulaştığında profesyonel kameralara duyulan ihtiyaç oldukça azalacaktır. Günümüzde neredeyse her cihaz iyi fotoğraf çekiyor diyebiliriz ama önemli olan zor şartlarda verdiği sonuç. İşte kameralar şu anda bu zor şartların kendilerine sağladığı avantaj ile varlıklarını sürdürdükleri bir döneme girdiler. Düşük ışık koşulları, hareketli konular, yüksek çözünürlük isteyen görseller, ancak belli bazı lenslerin verebildiği perspektifler ve benzeri alanlar kameraların önümüzdeki dönemde varlık nedeni olacaktır.
Bize Ulaşın